28 Aralık 2012 Cuma

OSMANLI DEVLETİ GERİLEME DÖNEMİ







GERİLEME DÖNEMİ İSYAN VE ISLAHATLAR

Osmanlı devleti gerileme dönemi(1699-1792)
--Osmanlı devleti 1699 Karlofça ve 1700 İstanbul antlaşmalarıyla büyük toprak parçaları kayıp etmiş ve Gerileme dönemine girmiştir.
Budurum devlet politikasınıda etgilemiş ve bu dönemdeki genel siyaseti;
--kaybedilen toprakları geri almak,
--Islahat yaparak devletin bozulan otoritesini tekrar saglamak olarak belirlenmiştir.
-GERİLEME DÖNEMİ PADİŞAHLARI-
II.Mustafa (1695-1703)
III.Ahmet (1703-1730)
I.Mahmut (1730-1754)
III.Osman (1754-1757)
III.Mustafa (1757-1774)
I.Abdülhamit (1774-1789)
III.Selim (1789-1807)
--Osmanlı gerileme dönemi 93 yıl sürmüş ve bu zaman zarfında 7 padişah egemen olmuştur en çok padişahlık yapan hükümdar 27 yıl ile II.Ahmet'tir En az hükümdarlık yapan ise III.Osmandır
-17.YÜZYIL SİYASİ OLAYLARI-
Edirne olayı (1703)
--II.Mustafa Karlofça antlaşmasından sonra devlet işlerini bırakmış ve Edirneye çekilmiş ve yerine Seyh-ul İslam Feyzullah efendiyi devlet isşerini yürütmesi için bırakmıştır bunu üzerine isyan çıkmiştir
--Halka ve askerlerin katıldıgı bu isyanda Edirneye yüyünerek II.Mustafa tahtan indirielerek yerine II.Ahmet devletin başına getirilmiştir.
--Bu olay devlet yönetimini degiştirme amaçlanmamış kişilere karşı yapılmıştır
Osmanlı-Rusya ilişkileri
--17 yüzyıl'da taht degişikligi yaşayan Rusya büyük bir devlet haline gelebilmek için şu gedefleri belirlemiştir;
--Rusyayı avrupa devleti yapmak,
--Kırım'a yerleşmek ve karadenize çıkmak,
--Açık ve sıcak denizlere çıkmak,
--Ortodoksları himaye altına almak
-Purut seferi-(1711)
--Rusyanın Karadenize İnmek amacıyla İsveç'e savaş açmış ve İsveç yenilerek Osmanlı devletinden yardım istemıştır bunun üzerine Baltacı Mehmet Paşa Rusayı yenerek,rusyayı Barışa zorlamıştır
--İmzalanan Prut antlaşmasına göre;
--Azak kalesi ve çevresi Osmanlıya verilecek,
--Ruslar İstanbulda Elçi bulundurmayacak,
--İsveç kıralı Ülkesine serbestçe dönebilecek
--Bu savaş ve antlaşmayla Osmanlı devleti Karlofça antlaşmasıyla kaybettigi yerleri geri alma umudur var olmuştur
--Osmanlı-Venedik Avustuya ilişkileri--
--Karlofça antlaşmasıyla kaybedilen toprakalrı geri almak isteyen Osmanlı devleti Avusturya ve Venedik ile savaşmak zorunda kalmıştır.
--Savaşların nedenleri--
--Venedik'in Mora halkına baskı yapması üserine Mora'nın Osmannlıdan yardım istemesi yüzünden savaşlar çıkmıştır
--Karadagda İsyan çıkması gibi nedenlerden dolayı Osmanlı devleti Venedik'e savaş açmış ve Morayı geri almıştır Moranın Osmanlı işgalı altında Oldugunu anlayan avusturyada Savasa katılmış ve savaş sonucunda Osmanlı devleti yenilmiştir. Osmanlı devleti Belgırat dahıl bır cok yeri kayıpetmıs ancak Morayı Vermemiştir.
--Osmanlı-İran İlişkileri--
İrandaki Taht kavgalarından yararlanmak isteyen Osmanlı devleti;
--Batıdakı kayıplarını dogudan telafı etmek,
--Rusların kafkaslardan İsnmesını engellemek,
--İrandaki sunni halka yardım etmek amacıyla İran'a girmiştir.
Aynı emmellerle Rusyada İRan'a saldırınca Osmanlı ve Rusya arasında bır barıs ortamı dogmus ve 1724 İstanbul antlaşması imzalanmıştır. İran toprakları Osmanlı ve Rusya arasında paylaşılmıştır.
--Bu antlaşma Osmanlı ve Rusya arasında İlk dostluk antlaşmasıdır
--Taht Degısıklıgıdnen sonra İran Şah'ı İstanbul antlaşmasını tanımadıgını ilan etmesi üzerine savaşlar devam etmiş ve Ahmet paşa antlaşması(1732) İmzalanmıştır.
--Barış ortamının tekrar bozulmasından sonra Savaslar kısa bır sure dah adevam etmiş ve tarıh'e ikinci Kasr-ı şirin antlaşması olarak gecen 'karden'' antlaşması 1746 yılında imzalanmıs ve bu barış ortamı günümüze kadar sürmüştür.
--1739 Belgrat antlaşması--
--OSmanlı devleti 1736-1739 yılları arasında Rusya ve Avusturya ıle 3 yıl boyunca savaştı Rusyanın kafkaslardakı bazı sınır anlasmazlıkalrı bahane etmesı ve Avusturyanın Bosna-Hersek ve Sirbistanı isgal etmesi üzerine Osmanlı devleti iki taraftada savaşmak zorunda kalmış ve hem Rusyayı hemde Avusturyayı yenmıştşr İmzalanan Belgrat antlaşmasına göre;
--Avusturya Pasarofça antlaşmasıyla aldıgı belgrat dahıl bütün yerleri geri verecek,
--Rusya karadenizde savaş ve tiçaret gemisi bulunduramayacak
--Bu antlaşma Osmanlı devletinin 18 yüzyılda imzaladıgı son kazançlı antlaşmadır.
--Karadeniz tekrar Türk gölü haline gelmiştir
--Avrupa tarzı ıslahatların basarılı oldugu ortaya cıkmıstır,
--Fransaya kaputulasyonlar sürekli hale gelmiştir
1768 Lehistan meselesi,
--Lehistan Osmanlı ve Rusya arasınd atampon bölge olarak duruyordu ancak Rusya Lehistan'ın iç işlerine karışarak Lehli Milliyetçıleri katledince Osmanlı devleti Rusya ile şavaşmak zorunda kalmiş ve agır yenilgiler almıştır.
--Çeşme baskını--
--Rusya savaş sonra basarılarını pekiştirmek için Baltık denizinden donanmasını cıkartarak İzmirde Çeşme yakınlarınd abulunan Osmanlı devleti donanmasını ani bir baskınla yakmiştir (1770)
--Rusyanın Kırımdan çıkmaması ve Birde Çeşmede Osmanlı donanmasını yakması Üzerine Osmanlı devleti soz günler geçirmiş, III.Mustafa üzüntüden vefat etmiştir yerine geçen I.Abdulhamit Prusyanında arabuluculugu ıle Küçükkaynarca antlaşmasını imzalamak zorunda kalmıştır
1774 Küçükkaynarca antlaşmasına göre;--Kırım hanlıgı bagımsız olacak ancak din işlerinde Osmanlıya baglı sayılacaktır.
--Rusya Osmanlı toprakalrında sürekli elçi bulundurabilecektir,
--Rusya'ya kapütülasyon verilecektir,
--Ruslar Karadenizde Ticaret gemisi ve donanma bulundurabilecek,
--Osmanlı devleti Rusya'ya savaş tazminatı verecek maddeleri yer almıştır.
Küçükkaynarca antlaşmasıyla;
--İlkkez halkı tamamen Türk ve Müslüman olan bir toprak parçası Osmanlı devletinden ayrılmıştır.
--Osmanlı devleti siyasi ilişkilerde ilk defa halıfelıgın gücünden yararlanmıştır
--Karadeniz türk gölü olma özelligini kaybetmiştir
--Rusya ilk defa kaputulasyon hakkı elde etmiştir
--Osmanlı devleti ilk defa savş tazmınatı odemıstır
--Küçükkaynarca antlaşmasıyla Osmanlı devleti 17 yüzyılda dünyanın sayılı buyuk devletleri arasında olma özelligini kaybetmiştir.
--1779 Aynalı kavak tenkitnamesi--
--Küçükkaynarca antlaşmasıyla Osmanlı devleti üzerindeti etgısını artırmaya çalısan Rusya Kırım'ın iç işlerine karışarak kendı taraftarı olan Şahin gray'ı kırım hanı ılan etmek isteince Krım halkının tepkısı ile karşılaştı Osmanlı bu durumda yenı bır savaş düşüncesınde olsada Fransanın arabulucugu ile bu tenkitnameyi imzalamak zorunda kalmıstır.
Tenkitnameye göre;
--Rusya kırımdan askerini çekecek,
--Osmanlı devleti Sahin gray'ın Kırım hanlıgını tanıyacak,
*Şahın gray'ın Kırım hanlıgı kesinleşmesı uzerıne kırım halkı ayaklanarak ısyan cıkarmıstır bunu üzerine Rusya Kırım'ı tamamen İsşgal etmiştir (1783)
--Osmanlı-Rusya ve Avusturya savaşları;
--OSmanlı devleti, Rusyanın antlaşmaşlar auymayıp genişleme polıtıkasını surdurmesı karsısında İngıltere ve Prusyanın kıskırtmaları sonucunda Rusyaya savaş açtı
*savaşın nedenleri,
--Rusyanın Kırım'ı işgal etmesi,
--Osmanlı devletının rusyanın genıslemesıne engel olmak ıstemesı nedenlerıdnen dolayı savas cıkmsıtır.
--Savaşın baslamaısndan sonra Rusyanın yanına Avusturyada katılınca Osmanlı devletı zor gunler gecırmekteydı Osmanlı devletı barısa razı durumd aıken 1789 yılında Fransada ıhtılal olması hasebıyle Avusturya savastan cekılmek zorunda kalarak 1791 ziştovi antlaşması imzalanmıstır.
*Bu antlaşmaya göre;
--Avusturya şavaş öncesi sınırlarına cekılecek,
--OSmanlı-Rus savaşlarında Avusturya tarafsız olacak
--Savaşta yalnız kalan Rusya ile Osmanlı devletı bır sure daha savastıkdan sonra 1792 yılında Yaş antlaşması ımzalalayarak savasa son vermıslerdır.
*Bu antlaşmaya göre;
--Osmanlı devletı kırım'ın Rusya'ya ait oldugunu kabul edecek,
*Osmanlı devleti bu antlaşmayla 'dagılma dönemi'ne gırmıstır.
--FRANSA'NIN MISIR'I İŞGALİ--(1798-1802)
--Osmanlı devleti ile kanuni döneminde baslayan Osmanlı-Fransa ilişkileri dostlukla ilerlerken Fransanın genişleme polıtıkası yüzünden ılıskıler bozulmustur Fransa Mısır'ı;
--İngılterenın sömürgelerınını kontrol antına almak ve Akdenızde egemenlık kurmak,
--Dagılmak üzere olan osmanlı'dan kendıne pay almak ıstemesı nedenlerınden dolayı Mısır'ı ısgal etmıstır
--Fransa karsısında etgısız kalan Osmanlı devleti Fransanın Akdenızdeki egemenlıgıne ters düşen Rusya ve İngıltere ile İttifak yapmıstır. Rusya ve İngıltere tarafından denız gucu yok edılen Fransa Napolyon önderlıgınde karadan saldırsada ''nızam-ı cedid'' askerlerının buyuk dırenısıyle karsılasmıs ve Napolyon barıs ıstemek zorunda kalmıstır
İmzalanan El ariş antlasmasına göre;
--Mısır Osmanlıya geri verilecektır
--Rus donanması ılkkez bogazlardan gecerek Akdenıze ındı,
--İngiltere Dogudakı somurgelerını guvenlık altına aldı
--18.YÜZYIL ISLAHATLARI--
1.LALE DEVRİ ISLAHATLARI,
--Osmanlı devletı Pasarofca antlasmasını yaparak bır barıs ortamına gırmıstır bu donemde zevk,sefa ve dunya guzellıklerınden yararlanma dusuncesı on plana cıkmıs Avrupanın üstünlügü kabul edılerek Avrupa tarzı ıslahatlar yapılmıs,kültürel anlamnda yenılıklere ımza atılmıstır.Haliç ve bogaz ceresınde saraylar yaptırılmıs bahcelerı lalerle suslenmesı nedenı ıle bu doneme lale devrı denılmektedır
1730 Patorna Halıl ısyanı ıle sonbulmustur
Bu donemde;
--Avrupayı yakından takıp etmek ıcın ;Avrupada elcılıler acılmıstır
--İbrahım Muterıka onderlıgınde ılk Türk matması kurulmustur
-- 1720 yılında yangınları önlemek için tulumbacı ocagı kurulmustur,
--Devlet elıyle yalovada kagıt İstanbulda kumas ve çini fabrıkalrı kurulmustur
--çiçek asısı ıcad edılmıstır
--mimarı alanında bır cok eser verılmıs Avrupa tarzı mımarı ılkkez Osmanlı mımarısıne gırmıstır,
Kütüphaneler acılmıstır.
Lale devri ıslahatlarının Önemi;
--Bilim,kültürel,teknın alanlarda Avrupa etgısı ılkkez gorulmsutur,
--Askerı ıslhatlar pek yapılşmamıs kulturel ıslhatalara onem verılmıstır,
--Bu dnemde sadece ıran ile savasılmıstır
1730 patona halıl ısyanı,
--Lale devrınde zevk,sefa hayatı halkı kızdırmıs ve Patrona Halıl ve arkadaslarınınd aksıkıtmalarıyla halk ayaklanarak III.Ahmet'i tahtan ıdırıerek yerıne I.Mahmut'u getırmeslerdır.
I.Mahmut devri islahatları,
--Humbaracı ocagı kurularak ıslah edılmıstır,
--Ordunun daha ıyı yonetılmesı ıcın subay yetıstırılmek amacıyla ''kara muhendıshansesı'' kurulmustur
--Ordu bölük,tabur ve alaylara bolunmustur,
*Osmanlı devletı ılkkez I.Mahmyt donemınde askerı alanda Avrupayı orenek almıstır
III.Mustafa devri ıslahatları,
--Topcu ocagı ıslah edılmıstır
--Avrupa tarzında 'sürat topcuları' ocagı kurulmustur,
--Deniz subayı yetıstırmek amacı ıle ''denız muhendıshanesı'' acılmıstır
I.Abdulhamit devri islahatları,
--sürat topcuları ocagı,lagımcı ve humbaracı ocagı genısletılerek ıslah edılmıstır
--İngılız ve Fransız tarzı gemıler ınsaa edılmıstır
--Avrupadan bırcok muhendız getırılmıstır
--ulufe alım satımı yasaklanmıstır
--Istıhkam okulu acıulmıstır
III.Selim devrı ıslahatları,
--Yaptıgı yenılıklerın adına ''nızam-ı cedıd'' denılmektedır
--Avrupa tarzı teskılatlandırılıp Nizam-ı cedıd ordusu kurulmustur. bu ordunun masraflarını karsılamak ıcın ''ırad-ı cedıd'' adında özel bır hazıne kurulmustur
*Bu ordu ılk basarısını napolyonun Mısır'ı ısgalı sırasında kazanmıstır
--İslmıye sınıfında duzenlemelere gıdılmıs Franszıcadan cevırıler yapılmıstır
--Devlet ılk yabancı resmı dıl'ı Fransızca yapmıstır
--Ilk resmı matbaa acılmıstır
--Yerlı malı kullanınımı tesvık edılmıstır
--18. YÜZYIL ISLAHATLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ--
--Osmanlı devleti Avrupa'nın üstünlügünü kabul etmış ve Avrupa tarzı yenılıklere imza atmıstır,
--Islahatlarda Padişah ve devlet adamları etgılı olmus ve halkın ıstegı goz onunde bulundurulmamıstır,
--ıslahatlar genellıkle askeri yönde olmustur.
**17 ve 18 yüzyıl ıslahatlarınının basarısızlıkla sonuclanmasının nedenlerı halkın bu ıslahatları anlayamaması ve bu yenılıklerde halkın ısteklerı goz onunde tutulmaması yuzndendır.Ayrıca yenılık karsıtlarının tutumuda yenılıklerın köklu olmasını engellemıstır

OSMANLI DEVLETİ DAĞILMA VE PARÇALANMA DÖNEMİ




















19.VE 20.YÜZYILLARDA OSMANLI DEVLETİ (DAĞILMA VE PARÇALANMA D)
1-III.Selim (1789-1807)
2-IV.Mustafa (1807-1808)
3-II.Mahmut (1808-1839)
4-Abdulmecit (1839-1861)
5-Abdulaziz (1861-1876)
6-V.Murat (1876-1876=3 Ay)
7-II.Abdulhamit (1876-1909)
8-V.Mehmet Reşat (1909-1918)
9-VI.Mehmet Vahdettin (1918-1922)………………Toplam 36 padişah görev yaptı.
Fransız İhtilali’nin Nedenleri (1789)
1-Krallık rejiminin baskısı
2-Halkın çeşitli sosyal sınıflara ayrılması (Soylular,rahipler,burjuvalar,köylüler)
3-İngiltere ve Amerikanın etkisi
4-Ekonomik zorluklar ve vergilerin ağırlığı
Fransız İhtilali’nin Sonuçları
1-Krallık yönetimleri yıkılarak demokrasi yönetimleri kurulmaya başladı.(Cumhuriyet)
2-Milliyetçilik,eşitlik,özgürlük,adalet kavramları ortaya çıktı.
3-Milliyetçilik fikrinin yayılması sonucu çok uluslu imparatorluklar dağılma sürecine girdi.
4-Yeniçağ’ın sonu Yakın Çağ’ın başlangıcı olarak kabul edildi.
5-Amerika’dan sonra Avrupa’da da Fransa tarafından İnsan hakları bildirisi yayınlandı.
6-Avrupalı devletler Fransa’ya karşı savaş açtılar.Böylece ihtilal savaşları başladı.
7-İnsan Hakları Anayasa ile güvence altına alınmaya başlamıştır.
Fransız İhtilali’nin Osmanlı Devleti’ne Etkileri
Özellikle Milliyetçilik akımı etkili olmuştur.
Olumlu Etkisi İse:
*Tanzimat ve Meşrutiyet hareketleri
*Atatürk’ün Cumhuriyet ve Milliyetçilik anlayışında etkili olmuştur.
………………………………………………………………………………………………..
Bu dönemde Osmanlı Devleti Denge Politikası izleyerek mevcut topraklarını korumaya çalışmıştır.Azınlıklara bazı haklar vererek ülke bütünlüğünü sağlamaya çalışmıştır.
………………………………………………………………………………………………….
Balkan Uluslarının Genel Ayaklanma Sebepleri
1-Fransız İhtilali sonucu ortaya çıkan milliyetçilik akımlarının etkisi.
2-Balkanlardaki Osmanlı Devlet adamları ve Yeniçerilerin keyfi davranışları
3-Gerileme döneminde Balkanların savaş alanı haline gelmesi.
4-Avrupa devletlerinin kışkırtmaları.
5-Küçük Kaynarca Antlaşmasından sonra Balkanlarda kurulan Rus konsolosluklarının çalışmaları.
SIRP AYAKLANMASI (1804)
Bağımsızlığını kazanma amacıyla ilk ayaklanma Sırplar tarafından çıkarıldı.Kara Yorgi idaresinde çıkarılan Sırp ayaklanması bastırılmaya çalışıldı.Rusya ayaklanmaya destek vermek amacıyla Osmanlı Devleti’ne savaş açtı.
1806-1812 Osmanlı-Rus harbinin sonunda imzalanan “Bükreş Antlaşması”yla Sırplara ayrıcalık verildi.
Böylece bir isyan sonucunda ilk kez bir azınlığa ayrıcalık verilmiş oldu.Bu durum diğer ulusların da ayaklanmasında etkili olmuştur.
1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı
*Rusların Sırp isyanına destek vermek istemesi
*Rusya’nın sıcak denizlere ulaşmak isteği
Rusya,Eflak ve Boğdan’ı işgal ederek Osmanlı topraklarına girdi.Bu sırada Yeniçeriler isyan ederek III.Selim’i tahttan indirdiler.Savaş Osmanlıların aleyhine devam ederkenNapolyon’un Moskova üzerine yürümesiyle Ruslar barış istedi.
Bükreş Antlaşması (1812)
*Rusya işgal ettiği Eflak ve Boğdan’dan çekilecek;Beserabya Rusya’ya verilecek.
*Sırplara bazı ayrıcalıklar verilecek.

Kabakçı Mustafa İsyanı (1807)
III.Selim’in yeniliklerine ve Nizam-ı Cedit askerlerine karşı olan Yeniçeriler,Kabakçı Mustafa önderliğinde isyan ettiler.III.Selim tahttan indirildi.Yerine IV.Mustafa getirildi.Nizam-ı Cedit ordusu dağıtıldı.
Alemdar Mustafa Paşa Olayı
III.Selim’in yeniliklerini destekleyen Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa,III.Selim’i tekrar padişah yapmak amacıyla ordusunu alarak İstanbul’a geldi.Bunun üzerine IV.Mustafa,III.Selim’i öldürttü.İstanbul’a hakim olan Alemdar,II.Mahmut’u padişah yaptı.Kendisi de sadrazamı oldu.
II.MAHMUT DÖNEMİ (1808-1839)
Osmanlı Devleti’nde Merkezi otoritenin zayıflaması üzerine değişik yörelerde “Ayan” (Vali) denilen bir çok derebey türemişti.Devlet ayanların bulunduğu yörelerde hakimiyeti kaybetmişti.
Alemdar Mustafa Paşa sadrazam olunca bütün ayanları İstanbul’a çağırdı.Padişah ile ayanlar arasında bir anlaşma imzalandı.
Sened-i İttifak (1808)
*Padişah ayanların varlığını,bulundukları bölgelerin yöneticisi olduğunu tanıyacak.
*Ayanlarda bölgelerinde devletin asker ve vergi toplamasına yardımcı olacak.
Bu anlaşma,devletin ayanlara dahi söz geçiremeyecek kadar zayıfladığını gösterir.
Aynı zamanda padişahın yetkilerini de kısıtlamıştır.
II.Mahmut bu anlaşmadan memnun olmadı.Bir müddet sonra Alemdara karşı çıkan Yeniçeri isyanını engelleyecek bir girişimde bulunmadı.Alemdar konağında baruthaneyi ateşe verince 500 kadar yeniçeriyle birlikte öldü.
YUNAN İSYANI (1820-1826)
Yunanlılar 1814’te “Etnik-i Eterya” adlı bir cemiyet kurdular.Yunan isyan hareketlerini bu cemiyet yönlendirdi.Cemiyet ilk isyan hareketlerini Rumların yaşamadığı Eflak’ta
başlattılar.Amaç Rusya’dan kolayca yardım alabilmekti.İsyan şiddetle bastırıldı.
1821 ‘de Rumların çoğunlukta olarak yaşadığı Mora Yarımadası’nda isyan başladı.Osmanlı Devleti isyanı bastıramadı.II.Mahmut Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’dan yardım istedi.Kavalalı Mora ve Girit valiliklerinin kendisine verilmesi şartı ile yardım teklifini kabul etti.
Mısır ordusu Osmanlıların 6 yılda bastıramadığı isyanı kısa sürede bastırdı.(1827)
Bu gelişme üzerine Rusya,İngiltere,Fransa donanmalarının katıldığı ittifak,Navarin limanında Osmanlı donanmasını yaktı.(Navarin baskını-1827)
1828-1829 Osmanlı-Rus Savaşı
*Osmanlı Devleti’nin yanan donanması için Rusya’dan tazminat istemesi.
*Rusya’nın Rumlara destek vermek istemesi üzerine çıkan bu savaşta,Rus ordusu Edirne’ye kadar geldi.Osmanlılar barış istediler.
Edirne Antlaşması (1829)
*Yunanistan bağımsız olacak.
*Eflak,Boğdan ve Sırbistan’a özerklik tanınacak.
*Rus ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecek.
Osmanlı Devleti Rusya’ya savaş tazminatı ödeyecek.
*Doğu’da bazı kaleler Rusya’ya bırakılacak.
*Rumlar Osmanlı Devleti’nden ayrılarak bağımsızlığını kazanan ilk azınlık millettir.
*Fransa,Osmanlı Devleti’nin bu zor durumundan istifade ederek 1830’da Cezayir’i işgal etti.
---Böylece Cezayir Osmanlı Devleti’nden ayrılan ilk Kuzey Afrika toprağı plmuştur.
PONTUS SORUNU

MISIR SORUNU
Mısır valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın II.Mahmut’a karşı isyanıdır.
Nedenleri
*Yunan isyanının bastırılmasından sonra Mora Yarımadası’nın Mehmet Ali Paşa’ya verilememesi.
*Mehmet Ali paşa’nın buna karşılık Lübnan ve Suriye valiliklerini istemesi.
II.Mahmut bu istekleri reddedince,Kavalalı,oğlu İbrahim paşa komutasında bir orduyu Osmanlılar üzerine gönderdi.
İbrahim Paşa Osmanlı ordusunu Suriye,Adana ve Konya’da yenerek İstanbul’a doğru ilerlemeye başladı.Kütahya’ya geldi.
Bunun üzerine II.Mahmut,İngiltere ve Fransa’dan yardım istedi.Bu devletler olayın Osmanlı Devleti’nin bir iç sorunu olduğunu ileri sürerek yardım teklifini kabul etmediler.
Bunun üzerine II.Mahmut ”Denize düşen yılana sarılır” diyerek Rusya’dan yardım istedi.Rus donanması İstanbul’a geldi.
*Olay böylece bir dış sorun haline geldi.
Bu gelişme İngiltere’yi tedirgin etti.II.Mahmut ve Mehmet Ali Paşa’yı anlaştırırsa Rusya’nın boğazlardan uzaklaşacağını düşündü.İngiltere’nin arabuluculuğu ile II.Mahmut ve M.Ali Paşa arasında anlaşma imzalandı.
Kütahya Antlaşması (1833)
*Kavalalı ve oğullarına Mısır valiliğine ek olarak vergileri ödenmek şartıyla Adana,Suriye,Girit,Cidde valilikleri verilecek.
*II.Mahmut bu anlaşmayı istemeyerek kabul etti.İngiltere’ye güvenmediği için Rus donanması İstanbul’dan çekilmeden Ruslarla bir anlaşma yaptı.
Hünkar İskelesi Anlaşması (1833)
*Osmanlı Devleti’ne bir saldırı olursa Rusya askeri yardım yapacak,masrafları Osmanlı Devleti karşılayacaktı.
*Rusya’ya bir saldırı olursa Osmanlı Devleti boğazları kapayacaktı.
*Anlaşma 8 yıl geçerli olacaktı.
Bu anlaşmayla boğazlar ilk kez uluslar arası bir sorun hakine geldi.
Balta Limanı Ticaret Anlaşması (1838)
II.Mahmut,Kavalalı’ya karşı İngiltere’nin desteğini alabilmek için İngiltere’ye verilen ticari imtiyazları genişletti.Buna göre:
*İngiltere düşük gümrük vergisi ödeyerek Osmanlılara mal satabilecek.
*İngiliz tüccarlar Osmanlı ülkesinde uygulanan iç gümrük vergisinden muaf tutulacak,Türk tüccarlar ise bu vergiyi ödemeye devam edecek.
Bu anlaşma İngilizlerin Osmanlı ticaret hayatına egemen olmasına neden olmuştur.
II.Mahmut,vergilerin kesilmesi üzerine M.Ali Paşa üzerine bir ordu gönderdi.Nizip yakınlarında yapılan savaşı Osmanlı ordusu kaybetti.II.Mahmut savaşın sonucunu öğrenemeden öldü.(1839)
ABDULMECİT DÖNEMİ (1839-1861)
Abdulmecit ilk iş olarak Kavalalı’ya karşı Avrupa’nın desteğini alabilmek için “Tanzimat Fermanı”nı yayınladı.
İngiltere Osmanlı ordusunun yenilmesi üzerine Rusya’nın olaya müdahale edeceğini düşünerek,Mısır sorununun çözümü için uluslar arası bir konferans düzenledi.
Londra Konferansı (1840)
*Mısır valiliği babadan oğla geçmek şartıyla M.Ali Paşa ve oğullarına bırakılacak.
*M.Ali Paşa Mısır için yılda 80.000 kese altın vergi ödeyecek.
*Girit,Suriye,Adana,Cidde,valiliklerine Osmanlı Devleti istediği kişileri atayabilecek.
Mısır Meselesi kesin olarak çözülmüştür.
*Bu anlaşma Kavalalı’yı memnun etmemişse de,İngiltere’nin baskısı sebebiyle onaylamak zorunda kalmıştır.
LONDRA BOĞAZLAR KONFERANSI (1841)
İngiltere,boğazlar sorunun çözümü için bir konferans yapılmasını istedi.İngiltere,Fransa,Prusya,Avusturya,Rusya ve Osmanlı Devleti’nin katılımıyla Londra Konferansı düzenlendi.Burada alınan kararlara göre:
*Boğazlar Osmanlı idaresinde kalacak.
*Barış zamanında boğazlardan hiçbir savaş gemisi geçemeyecek.
*Boğazlar ticaret gemilerine açık olacak.
Böylece boğazlar uluslar arası bir statü kazanmış oldu.
Mehmet Ali Paşa İsyanının Genel Sonuçları
1-Osmanlı Devleti’nin kendi valisiyle bile başa çıkamayacak kadar güçsüz olduğu anlaşıldı.
2-Boğazların savaş gemilerine kapatılmasıyla Rusya’nın Akdeniz’e inmesi engellendi.Bu durum İngiltere ve Fransa’nın işine yaradı.
3-Kavalalı’nın gücünü kıran İngiltere,Akdeniz ve Hint Okyanusu’ndaki ticari gelirlerini kor.
4-Boğazların durumu uluslar arası bir statü kazandı.
 
SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI





































































































































OSMANLI DEVLETİ 19. VE 20. YÜZYILLARDA İSYAN VE ISLAHATLAR








19. VE 20. YÜZYILLARDA OSMANLI DEVLETİ ( YIKILIŞ DÖNEMİ )
Osmanlı Devleti, bu yüzyılda Fransız İhtilali sonucu yayılan Milliyetçilik akımının etkisiyle çıkan azınlık ayaklanmalarıyla uğraşmak zorunda kalmıştır. Artık elindeki toprakları korumaya çalışmış ve düzelmek için daha kapsamlı Islahatlar yapılmıştır ( Tanzimat, Meşrutiyet gibi).
1789 FRANSIZ İHTİLALİ
Nedenleri: 1- Kral ve soylular zenginlik içinde yaşarken halkın fakir olması 
2- Halktan ağır vergiler alınması
3- İngiltere’de meşrutiyetle halkın daha rahat yaşaması 
4- Amerikanın bağımsızlık bildirgesi   
5- Bazı aydınların  halkı biliçlendirmesi
Gelişimi: İhtilalciler 1789’da Bastil Hapishanesini basarak Fransız İhtilalini başlattı. Toplanan meclis anayasa hazırlayarak meşrutiyet ilan edildi. Böylece Fransız İhtilali gerçekleşti.
Sonuçları: 1- Yeniçağ bitti Yakınçağ başladı 
2- Özgürlük, eşitlik, adalet, milliyetçilik (ulusçuluk) gibi akımlar yayıldı.
3- İmparatorluklar yıkılarak terlerine ulusal devletler kurulmaya başladı. 
4- Demokrasi ve cumhuriyet yönetimleri yayıldı.
Osmanlıya Fransız İhtilalinin Etkileri: Fransız İhtilalinin Osmanlıya olumlu ve olumsuz olmak üzere iki etkisi olmuştur.
** Olumlu etkisi: Fransız ihtilali sayesinde Osmanlıda yeni fikirler ve ıslahatlar oldu. ( Tanzimat, meşrutiyet gibi)
** Olumsuz etkisi: Osmanlı egemenliğindeki uluslar milliyetçilik akımının etkisi ile ayaklanmaya başladı.
1806 -1812 Osmanlı - Rus Savaşı
Rusya'nın   Eflâk   ve   Boğdan   beylerini Osmanlılara karşı kışkırtması
-    Fransa'nın kışkırtmasıyla Eflâk ve Boğdan beylerinin    görevden    alınması    ve boğazların Ruslara kapatılması üzerine savaş başladı.
Sonuçta, 1812'de Bükreş Antlaşması yapıldı. Prut nehri iki ülke arasında sınır kabul edildi. Sırplara bazı haklar tanındı.
NOT: İlk defa, bir azınlık Bükreş antlaşmasıyla ayrıcalık elde etmiştir.
Sırp İsyanı
Fransız İhtilâlinin etkisi, yöneticilerin halka kötü davranması , ağır vergiler alınmasından ve topraklarında sık sık savaş olmasından dolayı  Sırp halkı isyan etmiştir. Sırplar Fransız İhtilalinin etkisi ile Osmanlıya karşı ayaklanan ilk millettir.
1812 Bükreş antlaşmasıyla ayrıcalık kazanmıştır.
1829 Edirne Antlaşması ile özerk yönetime (içişlerinde serbest, dış işlerinde Osmanlıya bağlı) kavuştu .
1878 Berlin Antlaşması ile bağımsızlıklarına kavuşmuşlardır.
Yunan İsyanı
Fransız İhtilâlinin etkisi, Rusların kışkırtması ve Etnik-i Eterya Cemiyeti'nin çalışmaları sonucunda isyan etmişlerdir. Kavalalı Mehmet Paşa isyanı bastırmış, ancak Avrupa ülkeleri Yunanistan'a bağımsızlık verilmesinden yana olduklarından bu olaya karşı çıkarak Navarin'de (1827) Osmanlı donanmasını yakmışlardır. Bunun üzerine Osmanlı -Rus Savaşı yapıldı. Osmanlılar yenildiler.
Osmanlı Devleti zorunlu olarak Edirne Antlaşması'nı imzalamıştır (1829). Yunanistan'a bağımsızlık verilmiştir.Mora’da Yunanlılara bırakıldı.  Ayrıca Rus ticaret gemileri boğazlardan serbest geçiş hakkı elde etmiştir.
NOT: Akdeniz'de dengenin bozulduğunu ileri süren Fransa 1830'da Cezayir'i işgal etti.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa Ayaklanması
Nedenleri: Mora'daki Yunan isyanını bastıran Mehmet Ali Paşa'ya Mora Valiliği verilecekti. Mora Yunanlılarda kalınca Mehmet Ali Paşa  Suriye Valiliğini istedi. II. Mahmut Kabul etmeyince oğlu İbrahim Paşa Adana ve Konya'ya ilerledi. Suriye'de Osmanlı Ordusunu yenmesi sonucunda Osmanlı Devleti, Mehmet Ali Paşa'ya karşı Rusya ile anlaşmıştır. Bunun üzerine Mehmet Ali Paşa Osmanlı Devleti'ne karşı isyan etmiştir. Rusya'nın devreye girmesi bazı Avrupa ülkelerini rahatsız etmiş ve Mısır sorunu uluslararası bir boyut kazanmıştır. İngiltere'nin devreye girmesi ile Kütahya Antlaşması imzalanmıştır (1833).
    Buna göre: Mehmet Ali Paşa'ya Mısır valiliğine ek olarak Suriye ve Girit Valiliği oğluna Cidde valiliği ve Adana çevresinin vergi toplama hakkı verilmiştir.
    Vali'nin yeniden isyan edebileceğini düşünen II. Mahmut'un Rusya ile dostluk antlaşması olan Hünkâr iskelesi Antlaşması'nı  (1833) imzalaması boğazlar sorununu gündeme getirmiştir. Çünkü bu antlaşmaya göre savaşta iki devlet birbirine yardım edecek ve Osmanlıya saldırıda Ruslar Boğazlara inebilecekti.
     Mehmet Paşa ile tekrar savaş başladı. Mehmet Paşa Nizip’te Osmanlı ordusunu yendi. Rusya’nın karışmasını istemeyen İngiltere araya girerek Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı arasında Londra Antlaşması imzalatıldı.
Londra Antlaşması (1840)
Buna göre; Mısır sorunu çözümlendi. Mısır, Osmanlı Devleti'ne bağlı kalmakla beraber yönetimi Kavalalı Mehmet Ali ve çocuklarına bırakılacaktı.
Londra  Boğazlar Sözleşmesi (1841) :
Osmanlı - Rus yakınlaşması diğer ülkeleri rahatsız etmiş bu amaçla Londra Boğazlar Sözleşmesi imzalanmıştır.  Buna göre:
- Boğazların denetimi Osmanlı'ya, bırakılmış ve barış döneminde boğazlardan savaş gemilerinin geçişi yasaklanmıştır. Böylece Boğazlar uluslar arası statü (değer) kazandı.
NOT: Bu antlaşma, Hünkâr İskelesi Antlaşması ile kazanılan Boğazlardaki Rus ayrıcalıklarına son vermiştir.
Kırım Savaşı 1853-1856
Rusya'nın boğazlar almak, Osmanlı  topraklarını paylaşmak istemesi ve kutsal yerler sorununu bahane ederek savaş açtı. Ancak Avrupa ülkelerinin Osmanlı Devleti'ni desteklemesi sonucunda Rusya yapılan savaşta yenilmiştir. Buna bağlı olarak 1856 yılında Paris Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmaya göre: Osmanlı Devleti Avrupa devleti sayılmış, Eflak ve Boğdan'a özerklik verilmiş Karadeniz'in tarafsız bir deniz olduğu karara bağlanmıştır.
*** Osmanlı ilk kez bu savaşta dış borç aldı ( İngiltere’den)
*** Paris Antlaşması öncesi Osmanlı Islahat fermanını yayınlamıştır.
1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı (93 Harbi)
Fransa'nın Almanya'ya yenilmesi sonucunda Avrupa'nın güçler dengesi bozuldu. Rusya'nın Karadeniz'in tarafsızlığına karşı çıkması sonucunda İstanbul Konferansı'nın toplanmasına karar verilmiştir. Alınan kararlara Osmanlı Devleti'nin karşı çıkması sonucunda savaş çıkmıştır. Savaşı Rusya kazanmış Ayastefenos (Yeşilköy) Antlaşması imzalanmıştır. Buna göre: Bulgaristan Krallığı kurulmuş Sırbistan, Eflak, Boğdan ve Karadağ bağımsızlığına kavuşmuş Kars, Ardahan, Batum ve Doğubeyazıt Ruslar'a verilmiştir. Girit ve Ermenistan'da ıslahatlar yapılacaktı.
NOT: Avrupa devletlerinin araya girmesiyle Ayastefanos Antlaşması tanınmadı. Yerine Berlin Antlaşması yapıldı._
Berlin Antlaşması (1878)
-    Sırbistan, Romanya ve Karadağ'a tam bağımsızlık verilmiş
-    Kars, Ardahan, Batum Rusya'ya Doğubeyazıt Osmanlı Devleti'ne  bırakılmıştır.
-    Girit ve Ermenistan'da ıslahatlar yapılacaktı.
-    Büyük Bulgaristan krallığı üç bölüme ayrıldı (Makedonya   -   Doğu   Rumeli   -   Asıl Bulgaristan). Makedonya ıslahat yapma koşuluyla,  Osmanlılara bırakıldı.  Doğu Rumeli özerk olacaktı.
NOT: Osmanlı - Alman yakınlaşmasının başlangıcıdır.
          İlk Ermeni sorununu ortaya çıkmıştır.
          İstanbul konferansının toplandığı zaman, Avrupalıları etkileyebilmek için, I. Meşrutiyet ilân edildi.
Ermeni sorunu:
Yıllardır  dost yaşadığımız Ermeniler ilk defa 1877-1878 Osmanlı Rus Savaşı sırasında isyan ettiler.
Ermeniler, Hınçak ve Taşnak Cemiyetlerini kurarak Osmanlı içinde faaliyetlere başladılar. II. Abdülhamit’e suikast girişimde bulundular. Van, Muş , Bitlis gibi illerde ayaklanmalar çıkardılar.
   I. Dünya Savaşı başlayınca Osmanlı 1915’te Tehcir Kanununu ( Göç Kanunu) çıkararak Anadolu’daki Ermenileri Suriye’ye göç ettirdi. Ancak günümüzde Ermeniler bu dönemde 1,5 milyon Ermeni öldürüldü diyerek Soykırım (kökünü kurutma)
iddialarında bulunmaktadır.
    O dönemde savaştan, açlıktan ve çete savaşlarında dolayı Ermeniler öldüğü doğrudur; ancak iddia edildiği gibi bir soykırım yapılmamıştır. Zaten o dönemde Ermenilerin hepsi 1,5 milyon etmiyordu. Ayrıca biz günümüzde arşivlerimizi açtığımız halde Ermeniler arşivlerini açmamaktadır. Bu soykırım iddialarının amacı Türkiye’yi yıpratmak ve topraklarımızdan pay alabilmektir.
Panslavizm Politikası: Rusya ve diğer devletlerin Balkanlardaki Slav ırkını birleştirme ve bağımsızlığa kavuşturma bahanesiyle slav ları Osmanlıya karşı kullanmalarına verilen addır.
19. YÜZYIL ISLAHATLARI :
Bu dönem ıslahatları, Osmanlı Devleti'ni çöküntüden kurtarmak, azınlıkların ayaklanmalarını engellemek amacına yöneliktir.
Sened-İ İttifak (1808)
Anadolu ve Rumeli ayanları ile Padişah II. Mahmut arasında imzalanmıştır. Bu senede göre, ayanlar padişaha bağlı kalacaklarına, yapılacak ıslahatları kendi bölgelerinde uygulayacaklarına dair söz vermişlerdir.
NOT: Sened-i ittifak hükümdarın mutlak otoritesini (gücünü) sınırlayan ilk antlaşmadır. Devletin, ayanlara söz geçiremeyecek durumda olduğunu göstermiştir.
*** II. Mahmut Dönemi Islahatları:
- Sekban-ı Cedit ocağı kuruldu.  Yeniçeri ayaklanması sonrası kaldırıldı.
***- Divan kaldırılmış, Şeyhülislam ve Sadrazamın   yetkileri elinden alınmış, Nazırlık (bakanlık) sistemine geçilmiştir
- Eşkinci ocağı kuruldu.
- Devlet memurluğunda nişan ve rütbe uygulamasına geçilmiştir, Devlet memurlarına  maaşlar bağlandı.
-  İlk öğretim zorunlu hale getirilmiştir. (Fakat uygulanamadı).
***-  1826’da Yeniçeri   ocağı   kaldırılmıştır Buna Vakay-i Hayriye (Hayırlı Olay) denir.  Yerine Asakir-i Mansure-i 
      Muhammediye ordusu kuruldu.
***- Askerî amaçlı nüfus sayımı yapılmıştır.
***- Kılık—kıyafette düzenlemeye gidilmiştir.
***- Takvim-i Vakayı adında ilk resmî gazete yayımlandı.
***- İlk posta örgütü kurulmuştur.
***- İlk polis teşkilatı kuruldu.
***- Müsadere usulü (Devlet tarafından kişilerin mallarına el koyma) kaldırılmıştır.
- Tımar ve zeamet usulü kaldırılmıştır.
- Devletçe din ve mezhep ayrımı yapılmayacağı açıklandı
- Devlet Dairelerine Padişah resmi asıldı.
- Avrupa’ya ilk defa öğrenci gönderildi.
1839 Tanzimat Fermanı :
ilân Edilme Nedeni  : - Kavalalı Mehmet Ali Paşa isyanına karşı,Avrupa'nın desteğini almak düşüncesi
-  Avrupa devletlerinin azınlıkları bahane ederek iç işlerine karışmalarını önleme isteği
-  Mustafa Reşit Paşa tarafından hazırlanmış, Padişah Abdülmecit tarafından kabul edilmiştir.
Gülhane Parkında halka ilân edilen bu fermana göre:
- Müslüman, Hıristiyan tüm Osmanlı halkının can, mal ve namus güvenliği sağlanacak
- Vergiler herkesin gelirine göre düzenli ve eşit alınacaktır.
- Askerlik işleri belli bir düzene bağlanacaktır.
- Herkes mülk edinme ve miras hakkına sahip olacaktır.
- Kimse yarğılanmadan cezalandırılmayacaktır.
- Mahkemeler adil ve halka açık olacaktır.
*** Gülahne Parkında okunduğu için buna Gülhane Hat-ı Hümayunu’da denir.
*** İlk kez padişah kendi gücü üstünde bir güç tanıdı. ( Yasa gücünü )
*** Tanzimat anayasa değil ama anayasal düzen için önemli bir adımdır.
1856 Islahat Fermanı:
Avrupa Devletlerinin dostluğunu ve desteğini kazanmak, Paris Görüşmelerinde Avrupalıların içişlerimize karışmalarını önlemek amacıyla ilân edilmiştir.
-  Azınlıklara din ve mezhep özgürlüğü tanınacaktır.
-  Azınlıklarda memur olabilecek ve askere alınacaktır. Azınlıklara askerlikte nakdi bedel usulü (bedelli askerlik) 
    getirilmiştir.
-  Mahkemelerde herkes inancına göre yemin edebilecek
-  İltizam usulü kaldırılacaktır.
- Gayri Müslimleri küçük düşürücü sözler yasaklandı
- Gayri Müslimlerde mal mülk edinebilecek.
- Gayri Müslimlerde belediye seçimlerine katılabilecek.
*** Tanzimat tüm halkı eşit alırken Islahat’ta Gayri Müslimler biraz daha ön plana çıkarılmıştır.
1876  I. Meşrutiyet
İlân Edilme Nedenleri : Aydınların, ıslahat ve Tanzimat hareketlerinin Osmanlı Devleti'ni kurtarmaya yetmeyeceğini savunmaları ve bu doğrultuda çalışmalar yapmaları   - Genç Osmanlıların (Jön Türkler) Osmanlı Devleti'ni çöküntüden kurtarmak, Azınlıkları bahane ederek,Avrupa'nın   Osmanlı Devleti'nin iç işlerine karışmasını önlemek istemeleri.
23 Aralık 1876 'da Mithat Paşa ve arkadaşlarınca hazırlanan Kanun-i Esasi'yi Padişah II. Abdülhamit'in onaylamasıyla I. Meşrutiyet ilan edilmiştir. Buna göre:
-    Din, mezhep, ırk farkı gözetilmeksizin herkesin devlet hizmetlerine girmesi  kabul edilmiştir.
-    Mesken ve kişi özgürlüğü   tanınmıştır.
-    Mahkemelerin bağımsız olması kabul edilmiştir.
-    Yürütme görevi padişah ve Bakanlar kuruluna, yasama yetkisi ise ayan ve mebusan meclisine verilmiştir.
*** İlk Osmanlı anayasası olan Kanun-i Esasi yürürlüğe girdi.
*** Meclis; Ayan (padişahın seçtiği) ve Mebusan (halkın seçtiği) olmak üzere iki kısımdan oluştu.
*** Padişahın yetkileri fazla idi. Meclisi açma kapama yetkisi vardı.
*** Padişah 1877-1878 Osmanlı Rus savaşını bahane ederek meclisi kapattı. Böylece I. Meşrutiyet sona erdi.
1908 II. Meşrutiyet:
İlân Edilme Nedenleri :- Fransız ihtilâlinin etkisiyle milliyetçilik hareketlerinin gelişmesi  -  II. Abdülhamit'in baskıcı yönetimine karşı İttihat ve Terakki Partisinin yoğun çalışması sonucu ilan edildi.
NOT: Padişahın yetkileri sınırlanmış, hükümet, Meclisi Mebusana sorumlu hale gelmiştir.
II. Meşrutiyet'ten sonra Türkçülük akımı gelişmiş, ittihat ve Terakki Partisinin hükümranlığı başlamıştır.
Ayrıca Alman hayranlığı geliştirilirken, Rusya, İngiltere ve Fransa düşmanlığı yaygınlaştırılmıştır.
31 Mart Vakası (Olayı) (130Nisan 1909):
II. Meşrutiyet’e karşı olanların düzeni değiştirmeye yönelik harekettir.
Nedenleri:-  II. Meşrutiyet yönetimine karşı çıkanların, eski yönetime dönme istekleri.    - Bu dönemde kaybedilen toprakların halk üzerinde olumsuz etki yapması
Sonucu:
13 Nisan 1909 tarihinde İstanbul'da meydana gelen ayaklanma, komutanlığını Mahmut Şevket Paşa'nın, Kurmay Başkanlığını Mustafa Kemal'in üstlendiği Hareket ordusu tarafından bastırılmıştır. Meclis II. Abdülhamit'i olaylara karıştığı gerekçesiyle tahttan indirip yerine V. Mehmet Reşat'ı Padişahlığa getirmiştir. II. Meşrutiyet’ten sonra ülkedeki İç karışıklıklardan yararlanan Bulgaristan bağımsızlığını İlân etmiş, Avusturya- Macaristan İmparatorluğu Bosna- Hersek'i topraklarına katmış, Girit Rumları ayaklanarak Yunanistan'a bağlanmışlardır.
1911- 1912 Trablusgarp Savaşı:
Nedenleri: - Siyasi birliğini geç tamamlayan İtalya’nın pazar ve hammadde arayışında olması, bu amaçla Trabiusgarp'ı işgal etmesi
    İtalyanlar herhangi bir gerekçe göstermeden Trablusgarp'ı  Osmanlı  Devleti'nden  istemiş, istekleri geri çevrilince burayı işgal etmiştir. Osmanlı Devleti M. Kemal, Enver Paşa gibi subayları buraya göndererek halkı direnişe geçirdi. Bunu üzerine İtalyanlar Oniki adaya asker çıkardı. Balkan Savaşlarının da başlaması üzerine Osmanlı barış istedi.
1912 yılında İtalya ile Uşi Antlaşması imzalanmıştır. Antlaşmaya göre:
-    Trablusgarp İtalya'ya verilmiştir. Böylece Kuzey Afrika'daki son toprak parçası kaybedilmiştir.
-    Oniki ada, Balkan Savaşlarının sonunda geri verilmek üzere İtalya'ya bırakılmıştır.( Ancak bir daha geri alınamadı)
NOT: İtalya, Balkan Savaşlarından sonra Oniki adayı terketmemiştir. Oniki ada II. Dünya Savaşından sonra İtalya yenilince Yunanistan'a verilmiştir.
NOT: Trablusgarp Savaşı sırasında M. Kemal, Tobruk ve Derne'de başarılı savunmalar yapmıştır.

1912- 1913 BALKAN SAVAŞLARI
I.  BALKAN SAVAŞI

Nedenleri: - Fransız ihtilâlinin etkisi ile milliyetçilik hareketlerinin yaygınlaşması   - Rusya'nın Akdeniz'e inmek için Balkan halklarını kışkırtması   -  Osmanlı Devleti'nin Trablusgarp savaşında yenilmesi ve iyice zayıflaması
*** Balkan Devletlerinin Karadağ, Sırbistan, Yunanistan, Bulgaristan 1912 Ekim ayında, Osmanlı Devleti'ne saldırmasıyla savaş başlamıştır. Savaşı Osmanlı Devleti kaybetmiştir.
Bu kargaşadan yararlanan Arnavutluk bağımsızlığını    ilân etmiştir.
Londra Konferansı (1913)
Balkan Devletleri İle Osmanlı Devleti arasında imzalanmıştır.
-    İmroz  ve  Bozcaada  dışındaki  adalar Yunanistan'a verildi.
-    Midye-Enez hattı Bulgaristan ile sınır kabul edildi.
-    Midye-Enez çizgisinin batısındaki topraklar kaybedildi.
II. Balkan Savaşı
Nedeni: - Londra Antlaşmasında Bulgaristan'ın fazla toprak kazanması  -Yunanistan, Sırbistan ve Karadağ'ın Romanya'yı da yanlarına alarak Bulgaristan'a savaş açmaları
Sonucu:
Bulgaristan savaşı kaybedince Osmanlı Devleti'de bu durumdan yararlanarak Edirne ve Kırklareli'yi tekrar geri almıştır. Savaş sonucunda Bulgaristan'la "İstanbul Antlaşması" imzalanmıştır. Buna göre Edirne, Kırklareli, Dimetoka, Osmanlı'ya Kavala ise Bulgaristan'a verilmiştir.
Yunanistan ile de "Atina Antlaşması" imzalanmış, Selanik, Yanya ve Girit adası Yunanistan'a verilmiştir.
NOT: Bab-ı Ali Baskını ile İttihat Terakki Cemiyeti Yönetimi ele geçirerek padişahı etkisiz hale getirdi. 1918’e kadar yönetimde İttihat ve Terakkinin sözü geçti.
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI (1914 -1918 ):
    I. Dünya Savaşı öncesi dünyada çıkar çatışmaları ve sanayileşme ile beraber bir yarış ve sömürge yarışı başlamıştı. Buda zamanla ülkeler arasında gerginliğe yol açtı. Ve dünyada büyük bir savaş kaçınılmaz olmuştu.
     Ülkeler iki ana gruba ayrılmıştı. Bunlar :
İtilaf   (Anlaşma)   Devletleri: İngiltere, Fransa ve Rusya (Sonradan; İtalya, ABD, Japonya, Romanya, Yunanistan)
İttifak (Bağlaşma) Devletleri: Almanya, Avusturya- Macaristan İmp. Ve İtalya (Sonradan; Osmanlı ve Bulgaristan)
** İtalya Savaş başlamadan önce İttifak grubunda İtilaf grubuna geçmiştir.
I. Dünya Savaşının Nedenleri:
1- Sanayileşmeye bağlı sömürge yarışı 
2- Sömürgeciliğe bağlı Ham madde ve Pazar yarışı
3- Çıkar çatışmaları ( Mesela Almanya Fransa arasında Alses Loren Bölgesi sorunu)
4- Bloklaşma (Gruplaşma)
5- Milliyetçilik, özgürlük gibi düşünce akımlarının etkisi
Savaşın Başlama Nedeni (Görünen Sebep): Savaşın başlaması an meselesi idi. Savaşın başlamasına Saray Bosna gezisine çıkan Avusturya – Macaristan İmparatorluğu Veliaht’ının bir Sırplı tarafından öldürülmesi üzerine I. Dünya Savaşı başladı.
* Savaş yukarıda saydığımız nedenlerle başlaması bekleniyordu. Veliahttın öldürülmesi sadece savaşın bahanesidir. Bu nedenle buna görünen sebep denir.
Savaşın Gelişimi:
    Sırplılara, Avusturya – Macaristan imparatorluğu savaş ilan etti. Sırplıları destekleyen İngiltere ve Fransa’da Savaşa girdi. Daha sonra Almanya’da savaşa girmesi ile dünya savaşı başladı.  İlk başlarda İttifak Grubu başarılı iken ABD’nin savaşa girmesi ile İtilaf Grubu savaşı kazandı.
OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞ GİRMESİ:
Savaş başladığında Osmanlı tarafsızlığını ilan etti. İtilaf Devletleri Osmanlının tarafsız kalmasını istiyordu. Almanya ise Osmanlıyı yanında savaşa istiyordu. Yönetimi elinde bulunduran İttihat ve Terakki Cemiyetini yönetenler Almanya yanında savaşa girilirse başarılı olacağına inanıyorlardı ( Başta Enver Paşa).
  Almanlarla gizli bir antlaşma yapıldı. İki Alman gemisi İngilizlerden kaçarak Osmanlıya sığındı. İngiltere gemileri isteyince gemilerin satın alındığı söylendi. Goben (Yavuz) ve Breslav ( Midilli) adlı iki Alman gemisine Türk bayrağı çekilerek bunlar Karadeniz’de Rus limanlarını bombaladılar. Rusya’nın Osmanlıya savaş ilan etmesi ile Osmanlı I. Dünya Savaşına girmiş oldu.
   ** Osmanlını savaşa girme amacı; kaybettiği toprakları geri almak ve eski gücüne kavuşmaktı.
** Almanya’nın Osmanlıyı Yanında İstemesinin Sebepleri: 1- Cephelerini genişletmek   2- İngiliz ve Fransızların Sömürge yollarını kesmek   3- Osmanlıdaki Halifelik gücünden yararlanarak Türkleri ve Müslümanları yanında savaşa katmak.
Osmanlının Savaştığı Cepheler: Osmanlının savaştığı cepheleri üçe ayırabiliriz. Bunlar: 1- Saldırı (Taarruz ) Cepheleri: Kafkasya ve K Cepheleri    2- Savunma Cepheleri: Çanakkale, Irak, Suriye ve Filistin, Hicaz, Yemen cepheleridir.
3- Yardım cepheleri: Galiçya ve Makedonya cepheleridir.
1- Çanakkale cephesi: İtilaf Devletleri açtı. Açılma amacı; Rusya’ya yardım götürmek, Boğazları ve İstanbul’u alarak Osmanlıyı savaş dışı bırakmaktı.
  18 Mart 1915’te Çanakkale Bpğazı önünde savaşlar başladı. İtilaf donanmaları boğazları geçemeyince Gelibolu Yarımadasına asker çıkardı. (Anzaklar: Yeni Zelanda ve Avustralya askerleri) M. Kemal burada başarılı savaşlar çıkardı.
M. Kemal burada: “Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde yerimize başka kuvvetler ve başka komutanlar gelebilir.” diyordu.
  Yapılan savaşlar sonunda İtilaf askerleri çekilmek zorunda kaldı. Bu savaşta yaklaşık beş yüz bin asker şehit olmuştur.
** Savaşın kazanılması I. Dünya Savaşının uzamansa sebep oldu.
** M. Kemal’e başarılarından dolayı “Anafartalar Kahramanı” unvanı aldı.
2- Kafkasya Cephesi : Rusların egemenliğindeki Türklerle birleşmek için açıldı. Yalnız Enver Paşanın yanlış politikası yüzünden Sarıkamış’ta binlerce asker açlıktan, hastalıktan ve soğuktan savaşmadan öldü. Ruslar Muş, Bingöl, Van,Erzurum, Erzincan çevresini ele geçirdi.
   Çanakkale Cephesinden buraya gelen M. Kemal Muş , Bitlis gibi yerleri geri aldı. Bu sırada Rusya içinde Bolşevik Devrimi olunca Rusya Brest Litowsk Antlaşmasını imzalayarak I. dünya savaşından çekildi. Berlin antlaşması ile aldığı Kars, Ardahan ve Batum’u geri verdi.
I. Dünya Savaşını Sonuçları:
1- Milyonlarca insan öldü.     
2- Avrupa’nın siyasi haritası değişti.
3- Yeni devletler kuruldu ( Türkiye, Çekoslovakya gibi). 
4- İmparatorluklar yıkılmaya başladı.
5- İngiltere en kazançlı devlet oldu.                                         
6- Milletler cemiyeti kuruldu.
7- Savaş sonu çekişmeler II. Dünya Savaşına zemin hazırladı.
Mondros Ateşkes Antlaşması (30 Ekim 1918):
Osmanlının savaş sonunda imzaladığı ateşkes antlaşmasıdır. Bu antlaşma ile Osmanlının Ordusu dağıtıldı, silahlarına el konuldu, ulaşım ve haberleşme araçlarına el konuldu.İstanbul kontrol altına alındı. Fakat en önemli iki maddesi vardı. Bunlar:
7. Madde: İtilaf Devletlerinin güvenliklerini tehdit edecek bir durum ortaya çıkarsa; İtilaf devletleri herhangi bir stratejik noktayı işgal edebilecek.
Amacı: Osmanlının her yerini işgale açık hale getirerek Osmanlıyı parçalamak.
24. Madde: Şark-ı Vilayet (altı doğu ili) illerinde bir sorun çıkarsa buralar işgal edilebilecek.
Amacı: Burada bir Ermeni devleti kurmak.
*** Mondros Ateşkes Antlaşması olmasına rağmen şartları çok ağırdır.
*** Osmanlı ile barış antlaşması olarak Sevr Antlaşması imzalanacak (10 Ağustos 1920) ancak TBMM antlaşmayı kabul etmediği için yürürlüğe girmedi.
*** Mondros’tan sonra Türk Halkı M. Kemal önderliğinde Kurtuluş Savaşını başlatmış. Ve ülkemizi işgal eden devletlere karşı üstün başarı göstererek yıkılan imparatorluktan Türkiye Cumhuriyetini kurmuştur.

ORTAÇAĞ’DA AVRUPA






 

 
ORTAÇAĞDA AVRUPA
-Kavimler göçüyle İlkçağın yerini ortaçağ , köleci düzenin yerini feodalite aldı.
-Feodal Beylikler,Avrupa'nın siyasi, sosyal ve ekonomik yapısını da etkiledi.
-Feodalitede toprak sahiplerine ve himayeyi kabul edenlere SENYÖR-SÜZEREN,
-Himaye altına giren küçük toprak sahiplerine VASSAL,toprağı işleyen köylülere de SERF denir.
-Senyörler, serfler üzerinde mutlak haklara sahiptiler. Serfler toprakla beraber alınır-satılırlardı.
-Feodalitede, Soylular, Rahipler, Burjuvalar ve köylüler olmak üzere 4 sosyal sınıf vardı.
-SoylularàDoğuştan gelen bir haktı. Kendi aralarında şöyle sıralanırlardı: Kral, Dük, Kont, Baron, Vikont, Şövalye. Soylular devlet işleri ve askerlikle uğraşırlardı.
-RahipleràVergi vermezler. Kiliselerde dua ve din işleri ile uğraşırlardı. Aforoz, enterdi ve krallara taç giydirme yetkisi vardı. Bu yetki din adamlarını senyörler gibi mutlak gücün sahibi yapmıştı.
-Burjuvalarà(Şehirliler): Şatoların etrafında otururlardı. Sanat ve ticaret sayesinde zengin oldular. Vergi verirlerdi.
-KöylüleràSerbest ve köle (serf) köylüler olmak üzere ikiye ayrılırdı. Serflerin hiçbir hakkı yoktu ve torakla birlikte alınır-satılırlardı.
HIRISTIYANLIK
-Hırıstıyanlık, Milano Fermanı (313) ile serbest bırakıldı. 330 yılında Romanın resmi dini oldu. Kavimler göçüyle Avrupa'da Hakim din haline geldi. Kilise gibi örgütlü bir kurum sayesinde hızla yayıldı.
-Düşünce alanında Kilisenin koymuş olduğu kurallar geçerliydi. Buna dogmatizm denir. Bilgiyi, inancı ve düşünceyi Kilisenin koymuş olduğu normlarla birleştirmeye bu ortaçağ düşüncesine SKOLASTİK düşünce denir. Bu düşüncede deney ve gözleme yer yoktur. Ortaçağ Avrupa'sında laiklik yoktu. Avrupa'da 6-12 yy arası Karanlık Çağ, 12. yy'dan sonrası ise Aydınlanma Çağıdır.
-Hırıstıyanlıkta ilk mezhep ayrılıkları 325 İznik Konsülü ile başlamıştır. Bu mezhepler ARİANİZM, NASTURİZM ve MONOFİZİZMdir.­
-451 yılında Kadıköy Konsülü ile İstanbul Kilisesi Roma dan ayrıldı. Böylece Ortodoksluk mezhebi doğdu.
-Katolik Kilisesi dini ve dünyevi üstünlüğünü koruyabilmek için Ortodoks Kilisesinin ve Protestanlığın nüfuzunu kırmaya çalıştı. Bu yüzden çıkan savaşlara MEZHEP SAVAŞLARI denir.
-XVI. yy da Alman Kilisesinin Katoliklikten ayrılması sonucu Protestanlık mezhebi çıktı. Rus Kilisesi de İstanbul'dan ayrıldı.
SİYASİ YAPI
-Ortaçağ Avrupa'sında en önemli siyasi güç, Frank İmp.luğuydu.
-Frank İmp.luğunun temeli Merovenjler zamanında atıldı. (Bu hanedan zamanında İspanya müslümanları, Puvatya Savaşında (732) Franklara yenildiler. Daha sonra Karolenjler yönetime egemen oldular.
-Karolenjler yönetiminde kardeş kavgalarına Strazburg Yemini ile son verilmesine rağmen savaşlar yeniden başladı.
-Verdün Anlaşması (843) ile Frank İmp.luğu parçalandı ve bugünkü Fransa, Almanya ve İtalya devletlerinin temeli atıldı.
-Frank İmp.luğunun parçalandığı IX. yy da Normanlar kuzeyden gelerek Avrupa'yı istilaya başladılar.
-Normanlar, Feodalitenin İngiltere ve İtalya'ya geçmesine neden oldular. Arapların çekilmesiyle de İspanyaya geçti.
-ORTAÇAĞDA---Avrupa'da:
-Fransa'da--- Frank İmparatorluğu
-Almanya'da ---Mukaddes Roma Germen İmparatorluğu
-İstanbul'da--- Bizans İmparatorluğu en güçlü devletlerdi.
-Mukaddes Roma-Germen İmparatorluğu ile Papa arasında tevcih (din adamlarını atama)kavgaları yaşandı.
İNGİLTERE
-Kavimler Göçüyle birlikte İngiltere'de yedi krallık kuruldu(Briton, İskoç, Galler (vs).
-Yurtsuz Jan, halkın baskısıyla 1215 yılında Magna Carta’yı (Büyük Şart) ilan etti.
-Buna göre halkın rızası olmadan vergi alınmayacak, özgürler haksız yere tutuklamayacak, hapis ve sürgün edemeyecekti.
-Bu belge Avrupa’da ilk demokrasi hareketi ve ilk Anayasa Kabul edilir.
-Bu fermandan sonra İngiltere’de Parlâmento açıldı (1295)
-Lordlar ve Avam Meclisi
HAÇLI SEFERLERİ
-Sebepler:
-Kutsal yerleri ele geçirmek -Kluni Tarikatının çalışmaları
-Doğu ilkelerinin zenginliği, Avrupa'daki sefalet.
-Müslümanların ticari alandaki üstünlüklerine karşın siyasi alandaki karışıklıklar.
-Senyör ve Şövalyelerin serüven arzusu
-Müslüman Türklerin Anadolu'yu almalarına karşın Bizans'ın kışkırtması
-Haçlı SeferlerineàPapalık,Fransa,İngiltere,Almanya,Bizans Macar ve Napoli katıldı.
-HaçlılaraàSelçuklular,Musul Atabeyliği,Eyyubiler, Danişmendliler, Artuklular, Şam Atabeyliği, Memluklular karşı koydu.
-I. Haçlı Seferi: (1096-99) Keşiş Piyer Lermit komutasındaki öncü haçlılar I.Kılıç Arslan tarafından yok edildiler.
Asıl Haçlı ordusu ise Fransız Senyörü (Gudfuruva dö Buyyon) komutasında önce İstanbul' a, oradan da İznik'i alarak Anadolu'ya girdiler. I. Kılıç Arslan, Haçlılarla yaptığı meydan savaşında başarılı olamayınca geri çekilerek gerilla savaşlarına girişti.
SONUÇ: Haçlılar Anadolu'da kayıplar verdiler ancak ilerlemeye devam ettiler. Antakya, Urfa, Trablusşam, Sur, Nablus, Yafa, Kudüs ele geçirilerek birer Latin kırallığı kuruldu. Selçuklular, Batı Anadolu'daki topraklarını kaybettiler.
-II. Haçlı Seferi: (1147-49) Haçlılarla mücadele eden Musul Atabeyi İmadeddin Zengi ve oğlu Nureddin Mahmud Zengi' nin Urfa, Halep ve Şam' ı Haçlılardan almaları üzerine Kudüs Kırallığının Papadan yardım istemesi üzerine meydana geldi.
Bu sefere Alman İmparatoru (III. Kontrat) ve Fransa Kıralı (VII. Lui) birlikte çıktılar. I. Mesut komutasındaki Selçuklu orduları haçlıları perişan ettiler. Haçlıların çok az bir kısmı Kudüs'e geçebildi. Herhangi bir başarı elde edemediler.
-III. Haçlı Seferi: (1189-1192) Selahattin Eyyübi' nin Hattin Savaşından (1187) sonra Kudüs' ü haçlılardan alması bu sefere sebep oldu.
Bu sefere Alman Kıralı (Frederik Barbaros), İngiliz Kralı (Arslan Yürekli Rişar), Fransa Kralı (Filip Ogüst) katıdılar.
Alman Kıralı Frederik Barbaros, II. Kılıç Arslan'ı yenerek Konya'yı aldı. Ancak Silifke suyunda boğuldu ve ordusu dağıldı.
İngiltere ve Fransa Kıralları denizden hareket ederek Akka Kalesini Selahaddin Eyyubiden aldılar. Aralarındaki anlaşmazlık sonucu Fransa Kralı ülkesine döndü. İngiltere Kralı Arslan Yürekli Rişar ise Selahaddin Eyyubi ile anlaşarak Kudüs' ü silahsız olarak ziyaret ederek ülkesine döndü.
-IV. Haçlı Seferi: (1202-4) Filistin'deki Yafa' nın Selahaddin Eyyubi' nın kardeşi tarafından alınması üzerine çıkmıştır.
Ancak bu sefer İstanbul üzerine yapılmıştır. İstanbul' daki taht kavgası nedeniyle İstanbul' a gelen haçlılar, İstanbul' u ele geçirerek bir Latin kırallığı kurdular. İstanbul Rumları da İznik ve Trabzon'da birer Rum Kırallığı kurdular.
Bu seferlerin dışında 4 Haçlı Seferi daha yapılmıştır. Macar Kıralının da katılımıyla meydana gelen V. Haçlı Seferinde ve diğer haçlı seferlerinde de Avrupalılar herhangi bir başarı elde edemediler.
SONUÇLARI:
-Genelà-Yüzbinlece insanın kanı döküldü.
-Türklerin haçlı ordularını kazanması İslam Alemi için önemli kazançtır.
-İslam Aleminin çok büyük kaybı olmuştur. Şehirler tahrib edilmiştir.
-Avrupalılar doğuda geçici birtakım başarılar elde ettiler. Latin kırallıkları kurdular.
-Ekonomikà-Akdeniz limanları önem kazandı. (Marsilya, Venedik, Cenova...)
--Doğu-batı ticareti gelişti.
--Doğunun zenginlikleri Avrupaya götürüldü. Burjuva sınıfı güçlendi.
--Bankacılık borçlanma sayesinde gelişti.
-Siyasalà--Derebeyler eski güçlerini kaybettiler. Haçlı seferleri sırasında birçok senyör ve şövalye öldü. Kalanlar ise borç yüzünden malikanelerini kaybettiler.
--Derebeylerin güç kaybından yararlanmaya çalışan kırallar derebeyleri ortadan kaldırmaya çalıştılar.
--Köylüler , çalıştıkları tarlaları efendilerinden satın alarak özgürlüklerini kazandılar.
--Avrupalılar bu seferler sayesinde birbirini tanıma fırsatı buldular. Hoş gürü arttı. Hümanizma hareketi başladı (Rönesans'ı doğuran ilk hareket)
-Dinià--Kiliseye ve papazlara duyulan güven sarsıldı (Doğudaki insanların, papazların söylediği gibi barbar olmadıklarını, bilakis yardımsever, medeni ve hoşgürülü olduğunu öğrendiler.)
--Papazların ve kilisenin sarsılan otoritesinin yerini Kırallar ve İmparatorlar almaya başladı.
-TEKNİKà--Müslümanlarin teknolojisi Avrupalıları büyüledi. Müslümanların kullandığı kağıt, pusula, barut ve mimari tarzı Avrupaya götürüldü. Şatolar, saray ve evler doğu usulüne göre süslendi.
--Ortaçağ Avrupası, eğitim alanında da doğuya göre çok geriydi. Yalnız papazlar ve din admları okuma ve yazma bilirlerdi. Çünkü eğitim ve öğretim kilisenin elinde idi.
--Bazı Avrupalı öğrenciler Endülüs ve Sicilya'daki İslam medreselerine devam ediyorlardı.
--Avrupada bazı okullarda İslam filozuflarının eserleri okutuluyordu (Farabi, Sina, Rüşd..)
--Eğitim dili laticeydi.
--Sanat tarzı olarak Roman ve Gotik tarzında mimari eserler verilmiştir.
àBütün bu gelişmeler Coğrafya Keşiflerine, Reform ve Rönesans'a zemin hazırlamıştır.
-Yüzyıl Savaşlarıà(1337-1457) İngiltere Kralının Fransa tahtına ve topraklarına göz koyup saldırıya geçmesiyle başlamıştır. Jan Dark adında bir kızın milli ruhu canlandırmasıyla Fransızlar galip geldi. Derebeyliklerin güç kaybıyla da güçlü bir kırallık kuruldu.
àOrtaçağın sonunda Almanya hariç Avrupa'nın genelinde feodalite sona erdi. Derebeyliğin yıkılmasında toplar etkili oldu.
-İki Gül Savaşlarıà(1455-1485) İngilterde iç svaş sonucu derebeylik zayıfladı. Mutlak kırallık güçlendi.
 
























































































MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI




MUDANYA ATEŞKES ANTLAŞMASI

(11 Ekim 1922 )
İzmir’in kurtarılmasından sonra, Türk ordusu, Boğazlar, İstanbul ve Trakya’nın geri alınması için o tarafa yöneldi. Bunun üzerine İtilaf Devletleri ateşkes görüşmelerine başlama isteklerini TBMM’ne bildirdiler.
3 Ekim’de Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine Türk temsilcisi İsmet Paşa gönderilmiştir. Yunanistan görüşmelere katılmamış, sonradan ateşkes metnini imzalamıştır.

Mudanya Ateşkes Antlaşmasına göre:
-Türkiye ile Yunanistan arasındaki silahlı çatışmalara son verilecektir.
-Yunanlılar 15 gün içinde Doğu Trakya’yı boşaltacaklar. Türkiye, barış sağlanıncaya kadar burada emniyet ve asayişi sağlanması için sekiz bin Jandarma bulunduracaktır.
-Boğazların durumu barış antlaşmasıyla saptanacaktı.
-İtilaf Devletleri’nin kuvvetleri barış antlaşması imzalanıncaya kadar İstanbul’da kalacaklardır.

Sonuç;
-Osmanlı Devleti hukuken sona ermiştir.
-Doğu Trakya savaş yapılmadan kazanılmıştır.
-Türk diplomasisi büyük bir zafer kazanmıştır.
Bu ateşkesten sonra çalışmalar Lozan’da toplanacak barış konferansının hazırlıkları üzerine yoğunlaştırılmıştır. Artık yeni Türk Devleti uluslararası hukukun ilkeleri içinde kendini ezmek isteyenlere karşı eşit haklarla onurlu bir devlet olarak konferans masasına oturacaktı. Misak-ı Milli ile belirlenen topraklar büyük ölçüde geri alınmış, ülke bütünlüğüsağlanmıştır. Barış antlaşmasıyla da uluslararası güvenceye bağlanacaktır.
 

















MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI






MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI (30 Ekim 1918)
Bulgaristan’ın Selanik Ateşkes Antlaşması imzalayarak savaştan çekilmesi sonucu Osmanlının Almanya ve Avusturya bağlantısı kesildi. Trakya güvenliği ve Suriye ve Filistin’deki Osmanlı ordularının esir düşme tehlikesi vardı. Ateşkes antlaşması yapılmazsa Anadolu İşgal edilebilirdi. Osmanlının yenilgisi kesinleşince İttihatçılar yurt dışına kaçtı. Yeni kurulan hükümetinde ateşkes yapmaktan başka çaresi yoktu. Wilson ilkelerinin uygulanacağına inanan İzzet Paşa kabinesi ateşkes teklifinde bulundu. Ateşkes görüşmeleri Yunanistan’ın Limni adasının Mondros Limanında yapıldı. Osmanlıyı Bahriye Nazırı Rauf Bey İtilaf devletlerinin temsilcisi de İngiliz Amiral Calthorpe idi. Ateşkes 25 maddeden oluşuyordu. Önemli maddeleri 1- Çanakkale ve İstanbul Boğazı İtilaf devletlerine bırakılacak, Osmanlı sularındaki mayınları temizlemede yardımcı olunacak 2- Esir olan itilaf askerleri ve Ermeniler serbest bırakılacak 3- Türk ordusunun asker sayısı azaltılacak fazlası terhis edilecek 4- Osmanlıda bulunan tüm savaş gemileri teslim edilecek, Türk ticaret gemileri gerektiğinde kullanılabilecek 5- Haberleşme dışında tüm telsiz, telgraf ve haberleşme istasyonları İtilaf devletlerince denetim altında tutulacak 6- Toros tünelleri ve tüm demir yolu ağları işgal edilecek 7- 7. madde: İtilaf devletleri kendi güvenliklerini tehdit edecek bir durumda istedikleri stratejik bir bölgeyi işgal edebilecek 8- ülkenin ihtiyaçları karşılandıktan sonra kömür, akaryakıt ve deniz gereçleri dışarıya satılmayacak, itilaf devletleri bunları satın alacak 9- Türk tutsaklar itilaf devletlerinin elinde tutulacak 10- Anadolu dışındaki Türk subaylar ve askerler teslim olacak 11–24. madde: Doğudaki altı ilde (Vilayet-i Sitte de) bir karışıklık çıkarsa itilaf devletleri bu illeri (Erzurum, Van, Bitlis, Sivas, Elazığ, Diyarbakır) işgal edebilecek Antlaşmanın Önemi 1- Osmanlı kâğıt üzerinde siyasi olarak varlığını hukuken devam ettirmesine rağmen fiilen sona ermiştir. 2- Orduların terhisi ve silahların teslimi direnişi önlemeyi amaçlamışlardır. Türk halkı Kuva-i Milliye birlikleri ile direnmişlerdir. 3- Demir yolları, tünel ve geçitler işgal edilerek direnişçilerin yardımlaşmaları önlenmek istemiştir. 4- Haberleşme vasıtalarına el koyarak işgalin yurt ve dünya kamuoyuna duyurulmasını önlemek istemişlerdir. 5- 7. madde ile işgallere hukuki bir dayanak sağlamışlardır. 6- 24. madde ile Doğu Anadolu’da Ermeni Devleti kurulması amaçlanmış ve Bu iller asıl metinde Ermeni vilayetleri olarak yazılmıştır.
MONDROS ATEŞKES ANTLŞAMASINA TEPKİLER
Yıldırım Orduları Grup Komutanlığına atanan Mustafa Kemal Paşa İstanbul hükümetine bir telgraf çekerek bu antlaşmayla vatanın bütününün tehlike altında olduğunu bildirdi. İstanbul hükümeti antlaşmaya karşı gelebileceği düşüncesiyle Yıldırım Orduları Grup Komutanlığını kapatıp Mustafa kemal Paşayı İstanbul’a çağırdı. Mustafa Kemal Paşa da 13 Kasım 1918 de İstanbul’a geldi.
MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASINA DAYANILARAK YAPILAN İŞGALLER
İlk işgal edilen bölge MUSUL’DUR. ( İngiltere) Not: Osmanlı toprakları genellemesi yapıldığında ilk işgal edilen yer Musul’dur. Ancak, Anadolu toprakları olarak düşünüldüğünde ise ilk işgal edilen yer Hatay/Dörtyol’dur diyebiliriz. Hatay/Dörtyol Fransızlarca işgal edilmiştir.
İNGİLTERE: Musul, İskenderun, Urfa, Antep, Maraş, Kars ve Batum’u tamamen işgal etti. Kars ve Batum’u Kafkaslardaki petrol yataklarını kontrol etmek ve Ermeni Devletine zemin hazırlamak için işgal etti. İngiltere 1919 Paris Konferansı ile Urfa, Antep ve Maraş’ı Fransa’ya verdi. Ayrıca İngiltere Afyon, Eskişehir, İzmit, Samsun ve Merzifon’a asker göndermiştir.
FRANSA: Mersin, Dörtyol, Adana, Urfa, Antep, Maraş’ı işgal etti. Ayrıca Doğu Trakya ve Afyon tren istasyonlarını işgal etti.
İTALYA: Bodrum, Kuşadası, Marmaris, Fethiye, Konya ve Antalya’yı işgal etti.
YUNANİSTAN: İzmir, Afyon ve Bursa’yı işgal etti.
NOT: Doğu Karadeniz’de Rumlar ve Doğu Anadolu’da Ermeniler isyan ederek devlet kurmaya çalışmışlardır. Azınlıkların bu isyanları kurdukları cemiyetlerle yönlendiriyor İtilaf devletleri de destekliyordu. Bu yıkıcı faaliyetlere karşı bazı vatanseverler de direniş cemiyetleri kurdu.
MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI SONRASI GELİŞMELER- İŞGALLER CEMİYETLER





SORU ÇÖZÜM VİDEOLARI

LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI


LOZAN BARIŞ ANTLAŞMASI (24 Temmuz 1923)



    M.Kemal görüşme için İzmir'i teklif etmiştir. Uluslararası antlaşmalara göre barış antlaşmaları tarafsız bir ülkede yapılması gerektiğinden bu isteğini İtilaf Devletleri kabul etmemiş ve Lozan görüşme yeri olarak kararlaştırılmıştır. Görüşmelere TBMM, İngiltere, Fransa, İtalya, Yunanistan, Romanya, Yugoslavya ve Japonya katılmıştır. Türk Devleti'ni temsilen İsmet Paşa gitmiştir. Boğazlarla ilgili görüşmelere SSCB ve Bulgaristan da dahil olmuş, ABD ise gözlemci olarak katılmıştır. Görüşmeler 20 Kasım 1922'de başlamıştır. TBMM, iki konuda kesinlikle taviz verilmemesini istemiştir, Kapitülasyonlar ve Ermeni yurdu.
4 Şubat 1923'te görüşmeler kesilmiştir. Buna neden olan anlaşmazlıklar şunlardır:
    Boğazlar Sorunu 
    Kapitülasyonlar (en çok tartışılan konudur) 
    Musul-Kerkük 
    Osmanlı Devleti'nin Borçları
Hayim Naum Efendi'nin arabuluculuk faaliyetleri sonucu karşılıklı verilen tavizler sonucu 23 Nisan 1923'te görüşmeler tekrar başlamıştır.
24 Temmuz 1923'te Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır.
Lozan Barış Antlaşması'nın Maddeleri
Suriye Sınırı, 20 Ekim 1921'de imzalanan Ankara Antlaşması ile belirlendiği şekilde kabul edilmiştir.
Irak Sınırı, Irak sınırının ileride İngiltere ve TBMM arasında yapılacak bir görüşme ile belirlenmesine karar verilmiştir.
Yunanistan Sınırı, Mudanya Antlaşması'nda olduğu gibi kabul edilmiş, ancak savaş tazminatı olarak Yunanistan Karaağaç'ı Türkiye'ye bırakmıştır.
Sovyet Sınırı, Gümrü, Moskova ve Kars Antlaşması ile belirlendiği gibi kalmıştır.
Doğu Anadolu'da bir Ermeni Devleti kurulmasından vazgeçilmiştir.
Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır.
Adalar'dan,
Bozcaada ve Gökçeada Türk Devleti'ne,
Oniki Adalar İtalyanlar'a,
Diğer adalar ise Yunanistan'a bırakılmıştır.
Türk Devleti'nin sınırları içindeki Yabancı Okullar Türk kanunlarına uyacaklar, okulların öğrenimini Türk Devleti düzenleyecektir.
Fener Rum Patrikhanesi'nin yabancı kiliselerle ilişki kurmaması şartı ile Türkiye'de kalması kabul edilmiştir.
Azınlıklara verilen ayrıcalıklar kaldırılmış, tüm azınlıklar Türk vatandaşı kabul edilmiştir. İstanbul'daki Rumlar hariç diğer yerlerdeki Rumlar'ın Yunanistan'a gönderilmesine, Batı Trakya hariç diğer yerlerdeki Türkler'in de Türkiye'ye gönderilmesine karar verilmiştir.
Boğazlar Sorunu ise şu şekilde halledilmiştir:
    Boğazların idaresi başkanlığını Türkler'in yapacağı bir komisyona bırakılmıştır. Boğazların iki tarafında da 20 km'lik alanın askerden arındırılması kararlaştırılmış, buna rağmen olağanüstü bir durum olduğunda Türk tarafının boğazlara asker sokabilmesine izin verilmiştir. Ticaret gemileri boğazlardan serbestçe geçebilecek, savaş gemilerine ise tonaj sınırlaması getirilecektir. İşgal güçleri İstanbul'u bir buçuk ay içinde boşaltacaklardır.
Borçlar şu şekilde halledilmiştir:
    Duyûn-u Umûmiye İdaresi kaldırılmıştır. Osmanlı Devleti'nden ayrılan devletlere Osmanlı borçlarından hisse verilmiştir. Osmanlı borçlarının büyük bir bölümünü TBMM ödemeyi kabul etmiştir. Borçların Türk Lirası ve taksitler halinde ödenmesi karara bağlanmıştır.
Lozan Barış Antlaşması'nın Önemi
    Yeni Türk Devleti ve Misâk-ı Millî, düşmanlarımız tarafından resmen kabul edilmiştir. Askerî zaferler siyâsi zaferle sonuçlanmıştır. Türkiye savaş tazminatı ödememiştir. Kapitülasyonlar kesin olarak kaldırılmıştır. Ülke sınırları Irak sınırı hariç belli olmuştur. Türkiye açısından I.Dünya Savaşı sona ermiştir. Azınlıkların Türk vatandaşı sayılması ile dış güçlerin içişlerimize karışması önlenmiştir. Millî Mücadele hareketi, bağımsızlık için uğraşan diğer milletlere de bir örnek olmuştur. Antlaşma, I.TBMM tarafından imzalanmış, II.TBMM tarafından onaylanmıştır.
Lozan Antlaşması'ndan Kalan Problemler
    Boğazlar Komisyonu milli egemenliğimizi kısıtlayan bir unsur olmuştur. Boğazlar Komisyonu Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile kaldırılmıştır. Musul alınamamış ve Irak sınırı kesinlik kazanmamıştır. Musul, Ankara Antlaşması ile Irak'a bırakılmıştır. (5 Haziran 1926) Ege Adaları ve Batı Trakya sorunu halledilmiş, fakat daha sonraki yıllarda yine sorun haline dönüşmüştür.











KURTULUŞ SAVAŞI ÖRGÜTLENME DÖNEMİ

Kurtuluş Savaşı




 

Kurtuluş Savaşı’nın Genel Özellikleri:
1.Halk kongreler yolu ile örgütlenip birleştirilmiştir.
2.Güneyde Fransız ve Ermenilere karşı Kuva-yı Milliye; Doğu Anadolu’da Ermenilere karşı, Os manlı’dan kalan XV. Kolordu; Batı Anadolu’da Yunanlılara karşı, TBMM’nin kurduğu, düzenli ordu kullanılmıştır.
3.Ordu taarruz gücüne ulaşana kadar Yunanlılara karşı batı cephesinde savunmada kalınmıştır.
4.Kurtuluş Savaşı’nda bağımsızlık ve egemenlik birlikte yürütülmüştür.
5.Kurtuluş Savaşı, Türk milletinin I. Dünya savaşı nın sonuçlarına bir tepkisidir.
6.Mondros Mütarekesinin Osmanlı devletini etkisiz duruma getirmesi, kurtuluş mücadelesini halkın yapmasına sebep olmuştur.
7.Kurtuluş savaşı için ilk adımları milli cemiyetler atmış, kurtuluşu TBMM tamamlamıştır.
8.İtalyan ve İngilizlerle askeri mücadele olmama sına rağmen; en fazla diplomatik mücadele İngiliz lerle olmuştur.
9.TBMM’de ilk bunalım ordu, ikinci bunalım ise hükümet meselesinden dolayı çıkmıştır.
Hazırlık Dönemi
Kuva-yı Milliye Hareketi’nin Başlaması
Kuva-yı Milliye’, işgaller karşısında, halkın hare kete geçerek kendi bölgelerini korumaya çalışması hareketidir.
Kuva-yı Milliye’nin Özellikleri
1.İşgallere tepki olarak ortaya çıktılar.
2.Bölgesel olarak hareket ettiler.
3.Düzenli ordu kurulana kadar düşmanı oyaladılar.
4.Düzenli ordunun temelini oluşturdular.
5.TBMM’ye karşı oluşan isyanları bastırdılar.
6.Desteğini halktan aldılar.
7.Tutarsız davranışları halk ile Kuva-yı Milliye’’nin vurucu gücü olan milislerin arasını açtı.
8.Ortaya çıkışında işgaller ve işgaller karşısında Osmanlı Devletinin tepkisizliği etkili oldu
9.Milli cemiyetlerin silahlı koludurlar.
10.Disiplin ve birlikten yoksun oluşları en büyük eksiklikleridir.
Mustafa Kemal’in Samsun’a Çıkışı (19 Mayıs 1919)
·  Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde Pontus Rum Cemiyeti’nin çalışmaları sonucunda bölgedeki Rum halkı karışıklıklar çıkarıyor ve olayın sorumlusu olarak da Türk halkı gösteriliyordu. Bu durum kar şısında İngilizler, Osmanlı hükümetine bölgede güvenliğin sağlanmasını; aksi takdirde, bölgeyi işgal edeceklerini bildirdiler.
·  Rumların da zaten bek lentisi, bölgenin İngilizler tarafından işgal edilerek Rumların işlerinin kolaylaştırılmasıydı.
·  Bölgede güvenliğin sağlanması için İstanbul yöne timi IX. Ordu Müfettişliği’ne getirerek Mustafa Kemal’i görevlendirdi. Mustafa Kemal bölgede hare ket edebilmek için IX. Ordu Bölgesindeki sivil makamlara da emir verme yetkisini aldı.
Mustafa Kemal’in Görevi:
1.Görev bölgesindeki orduları terhis etmek
2.Asayiş ve güvenliği sağlamak
3.Halkın elindeki silah ve cephaneyi toplamak
4.Halka silah ve cephane dağıtan kuruluşları orta dan kaldırmak
Samsun’a Çıkışın Önemi:
1.Mustafa Kemal, milli mücadeleyi başlattı
2.“Ya istiklal! Ya ölüm!” pa rolasını benimsendi.
3.Kurtuluşun millî olacağı vurgulandı.
Havza Genelgesi (28 Mayıs 1919)
·  Samsun bölgesini, İngiliz ve Rumların varlığından dolayı, milli mücadele çalışmalarının başlaması için uygun görmeyen Mustafa Kemal; Samsun’dan Havza’ya hareket etti.
·  Anadolu’daki komutanlarla da irtibat kurarak orduların terhis edilmemesini sağlamaya çalışan Mustafa Kemal; Havza’da, milli bilincin uyanması ve İtilaf devletlerinin Türk halkının tepkisini gör mesi için İzmir’in işgalini protesto eden bir miting düzenledi. Bu tür mitinglerin tüm yurtta da yapıl masını istedi.
·  Mustafa Kemal yurdun çeşitli yerlerinde başlayan halk heyecanını ortak bir çizgi üzerinde birleştir mek istiyordu. Ferdi bilinçten ulusal bilince ulaşıl masını istiyordu.
Açıklamalar:
·  Mustafa Kemal İzmir’in işgalini halkın uyarıl ması ve birleşti rilmesi için kullanmak istemiştir.
·  Mustafa Kemal’in isteği üzerine bundan sonra mitingler düzenlenmesi, Mustafa Kemal’in lider olarak benimseneceğini göstermektedir.
·  Mustafa Kemal’e Havza’daki faaliyetlerinin so nucu olarak; İngilizlerin baskısıyla, 8 Haziran 1919’da İstanbul hükümetin den, kendisini İstan bul’a geri çağıran bir telgraf geldi.
Amasya Genelgesi / Tamimi (22 Haziran 1919)
Sebep:
Ülkenin içinde bulunduğu durumu millete duyura rak milleti bağımsızlık ve egemenlik için mücade leye çağırmak.
Genelgenin Hazırlayıcıları:
Mustafa Kemal, Refet Bele, Ali Fuat Cebesoy, Rauf Orbay, Kazım Karabekir (Erzurum’da)  
Genelgenin Maddeleri:
1.Yurdun bütünlüğü ve milletin istiklali tehlikede dir.
Açıklama:
1.Durum ve Kurtuluş Savaşının gereği ortaya kon-maktadır.
2.Kurtuluş Savaşının bölgesel değil; bütünsel ol duğu vurgulan mıştır.
3.Bölücülere ve bölgesel kurtuluşu amaçlayanlara bir tepkidir.
2.İstanbul’daki hükümet baskı altında olduğundan dolayı, üzerine almış olduğu sorumluluğun gerekle rini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gibi gösteriyor.
Açıklama:
1.İlk defa İstanbul hükümetine tepki gösterilmiştir.
2.İstanbul hükümetinin bu tutumu da, durumun bir parçası olarak, belirtilmiştir.
Uyarı: Mustafa Kemal Milli Mücadele esnasında milli güçte bölünme yaşanmaması için padişaha karşı doğrudan tepki gös­termeyip; tepkilerinde İstanbul hükümetini hedef almıştır.
3.Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.
Açıklama:
1.Milli egemenlik fikri ilk defa üstü kapalı bir şe kilde vurgu landı.
2.Kurtarıcı olarak, padişah, mandacı ve himayeci devletlerin yerini milletin kendisi aldı.
3.Kaderine razı olmaya bir karşı çıkış vardır.
4.İleride milli egemenliğe dayalı devletin kurulaca ğına dair ilk işaretler verilmiştir.
5.Mustafa Kemal’in Türk milletine güvendiği ve mücadeleyi millete mal etmek istediği anlaşılmak tadır.
4.Milletin durum ve davranışını göz önünde tutmak ve haklarını dile getirip bütün dünyaya duyurmak için her türlü etki ve denetimden kurtulmuş milli bir kurulun varlığı gereklidir.
Açıklama:
1.İlk defa Temsil Heyeti’nin kurulması istenmek tedir.
2.Kurtuluş savaşına, kişisellikten çıkarılarak, ulusal karakter kazandırılmaya çalışılmaktadır.
3.Genelgenin ihtilalci yönü görülmektedir.
5.Anadolu’nun her yönden güvenli yeri olan Si vas’ta milli bir kongre toplanmalıdır.
Açıklama:
1.Ulusal bir kongrenin toplanması istenmiştir.
2.Milli birlik ve beraberliğin sağlanması amaçlan mıştır.
6. Kongreye her sancaktan milletin güvenini ka zanmış üç delege katılmalıdır. Delegeleri, Müdafaa-i Hukuk cemiyetleri ve belediyeler seçmelidir. Dele gelerin kongreye geliş güzergâhları ve zamanları milli bir sır olarak saklanmalıdır.
Açıklama:
1.Kararların ulusal olması amaçlanmıştır.
2.Delegelerin milletin güvenini kazanmış kişilerden olmasının istenmesi kongrede alınacak kararların bütün millet tarafından kabul edilebilmesi içindir.
3.Delegelerin milli mücadele taraftarı olması için delegelerin Müdafaa-i hukuk cemiyetleri tarafından belirlenmesi istenmiştir.
4.Delegelerin seçimle belirlenmek istenmesi ileride seçime dayalı bir sistemin olabileceğini de göster mektedir.
7.Doğu ileri adına 10 Temmuz 1919’da Erzu rum’da bir kongre toplanacaktır. Bu tarihe kadar diğer illerin temsilcileri de Sivas’a gelebilirlerse; Erzurum kongresine katılmış olan delegeler Sivas’a hareket edecektir.
Amasya Genelgesi’nin Önemi:
1.Kurtuluş Savaşı’nın gereği (ülkenin bütünlüğü ve milletin bağımsızlığı tehlikededir); amacı (vata nın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlık ve ege menli ğinin sağlanması) ve yöntemi (mücadeleyi halk yapa caktır)
2.İşgalciler ve İstanbul hükümetine bir tepkidir.
3.Milli mücadelenin programıdır.
4.Mustafa Kemal’in millete ilk çağrısıdır.
5.Türk inkılâbının ihtilal safhası başlamıştır.
6.Kurtuluşun tek elden yürütülmesi için ortam ha zırlanmaya çalışılmıştır.
7.Milli bağımsızlık hukuki yönden belgelere bağ lanmıştır.
8.Evrensel haklar dile getirilmiştir.
9.Mustafa Kemal bu genelgeyi yayınlayarak ilk defa İstanbul’un verdiği yetkileri aşmıştır.
Açıklamalar:
1.Amasya Genelgesinin yayınlanmasından sonra içişleri bakanı Ali Kemal, Mustafa Kemal’e göre vinden alındığını ve İstanbul’a geri dönmesi gerek tiğini bildirdi. (Gerekçe olarak ise yetkilerini aştığı bildirildi.) Vakit kazanmak isteyen Mustafa Kemal ise “Ben sadece padişahtan emir alırım” diyerek karşılık vermiştir. 7.8 Temmuz 1919 günü İstan bul’dan Mustafa Kemal’in görev den alındığına dair telgraf geldi. Mustafa Kemal ise 8.9 Temmuz 1919 günü askerlik mesleğinden ayrılarak sine-i millete döndü ğünü bildirdi.
2.Amasya Genelgesinin esasları ilk defa Erzurum Kongresinde karara dönüştü.
3.Genelgeden sonra, İstanbul’un Anadolu’ya egemen değil tabi olması gerektiği bildirildi.
4.Genelgenin uygulanması ile ordu mensuplarının görevlendi rilmesi Türk ordusunu da ihtilalin içine çekmiştir.
Erzurum Kongresi (23 Temmuz - 7 Ağustos 1919)
Erzurum Kongresi Doğu Anadolu Müdafaa-i Hu kuk Cemiyeti ile Trabzon Muhafaza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti tarafından Rum ve Ermenilere karşı Doğu Anadolu ve Karadeniz Bölgesi’nin bütünlüğü nün korunması için toplanmıştır.
Kongrede Alınan Kararlar:
1.Milli sınırlar içinde vatan bir bütündür bölünemez
Açıklama:
1.Bu madde Sivas Kongresi ve Misak-ı Milli karar larının da ilk maddesidir.
2.Bölgesel amaçlı olarak toplanan kongre bütünü ilgilendiren karar almıştır.
3.Bütün bölücülere tepki gösterilmiştir.
2.Her türlü yabancı müdahalesine karşı millet, birlik olarak kendisini müdafaa edecektir.
3.Vatanın ve istiklalin muhafaza ve teminine İstan bul Hükümeti muk tedir olamadığı takdirde; gayeyi temin için Ana dolu’da geçici bir hükümet kurula caktır. Hükümeti milli kongre seçecektir. Kongre toplantı halinde değilse; bu işi temsil heyeti yapacaktır.
Açıklama:
1.İlk defa geçici hükümetten bahsedildi
2.İlk defa açıkça yeni bir devletten bahsedildi.
4.Kuvay-ı Milliye’yi âmil, irade-i milliyeyi hâkim kılmak esastır.
Açıklama:
1.İlk defa millet iradesinden açıkça bahsedildi.
5.Hıristiyan azınlığa siyasi hâkimiyetimizi zedele yici ve sosyal dengemizi bozucu ayrıcalıklar veri lemez.
6.Manda ve himaye kabul edilemez
Açıklamalar:
1.Bağımsızlığın koşulsuz olarak sağlanacağı vur gulanmıştır.
2.Mandacılığa ilk defa tepki gösterilmiştir.
7.Milli meclisin derhal toplanmasına ve hükümet işlerinin meclisin denetimi altında yürütülmesine çalışılacaktır.
Açıklamalar:
1.İlk defa Meclis-i Meb’usan’ın toplanması istenmiş tir.
2.Tutarsız davranışlar içinde olan Damat Ferit Paşa hükümeti kontrol altına alınmaya çalışılmıştır.
8.Milli irade padişah ve halifeyi de kurtaracaktır.
Açıklama:
1.Mustafa Kemal birlik ve beraberliğin devamı için böyle bir kararı da kongrede almıştır.
9.Milletimiz insani ve asri gayeleri tebcil; sınai ve iktisadi hal ve ihtiyacımızı takdir eder.
Açıklama:
1.Dışarıdan gelebilecek yardımların insani amaç larla olması durumunda kabul edilebileceği vurgu lanmıştır.
Kongrenin Önemi:
1.Erzurum Kongresi toplanış amacı ve katılımı yönüyle bölgeseldir. Fakat Mustafa Kemal kong reye katıldığı için kongrede ulusal kararlar da alın mıştır.
2.İstanbul’un muhalefetine karşı toplandığından ve aldığı karalardan dolayı ihtilalci bir kongredir.
3.Tam bağımsızlık ve milli egemenlik fikirleri açıkça vurgulandı.
4.Mustafa Kemal başkanlığında, dokuz kişiden olu-şan ve Doğu illerini temsil eden temsil heyeti ku ruldu.
5.İlk defa ulusal sınırlardan bahsedildi
6.Doğu Anadolu’daki cemiyetler ve Trabzon Muha faza-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti, Doğu Ana dolu Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyetinin çatısı al tında birleştirildi.
7.Azınlık haklarına ilk defa tepki gösterildi
8.Sivil bir vatandaş olan Mustafa Kemal’in, kong reye ve temsil heyetine başkan seçilmesi, Mustafa Kemal’in yetki problemini ortadan kaldırdı.
9.İstanbul hükümeti Mustafa Kemal, Rauf Orbay ve Refet Bele için tutuklama kararı çıkardı (30 Temmuz 1919). 9 Ağustos 1919’da ise Mustafa Kemal askerlikten ihraç edildi.
10.Millî güçlerin birleştirilmesi için ilk adım atıldı
11.Ermenilere karşı takip edilecek yol belirlendi
12.Bağımsızlık, dış politika ilkesi olarak benim sendi.
13.Sivas Kongresi ve Misak-ı Milli kararlarına zemin hazırlandı.
Açıklamalar:
1.Gücün tüm yurttan alınması için Sivas Kongresi ’nin toplanma sına da gerek duyuldu
2.Mustafa Kemal ilk defa sivil bir vatandaş olarak Erzurum Kongresi’nde görev almıştır.
3.Erzurum Kongresi’nde dış işlerle de ilgili kararlar alınması, kongrenin meclis gibi hareket ettiğini gösterir.
4.Askeri yetkileri alınan Mustafa Kemal’in emrine Kazım Karabekir’in gönüllü olarak girmesi Mustafa Kemal’in liderlik sorunun çözülmesinde etkili ol duğu gibi örgütlenme döneminde Mustafa Kemal’in işini de kolaylaştırmıştır.
5.Mustafa Kemal, bölge dışından olduğu için ilk anda Erzurum Kongresi’ne alınmak istenmedi. Kongre’den Kazım Bey ve Cevat Dursun’un istifa etmesi sonucunda Mustafa Kemal ve Rauf Orbay kongreye alındı.
6.Kongreye 56 delege katıldı. İstanbul’un baskıları sonucunda Elazığ valisi Ali Galip Elazığ, Mardin ve Diyarbakır delegeleri nin kongreye katılmasını engelledi.            
Balıkesir Kongresi (26-31 Temmuz 1919)
Balıkesir Kongresi Yunanlılara karşı Batı Ana dolu’nun bütünlüğü için; Redd-i İlhak Cemiyeti’nin çalışmaları sonucunda Hacim Muhittin başkanlı ğında toplanmıştır.
Alınan Kararlar:
1.Yunanlılara karşı Kuva-yı Milliye’’nin güçlendirile ceği kararlaştırıldı.
2.Batı Anadolu’daki güçlerin birleştirileceği kararlaştırıldı.
3.Seferberlik ilan edildi.
4.Padişaha bağlılık bildirildi.
Balıkesir Kongresi Amasya Genelgesinin bağım sızlık yönünü kabul etmiştir. Batı Anadolu örgüt lenmeye çalışılmıştır.
Alaşehir Kongresi (16-25 Ağustos 1919)
Batı Anadolu’nun Yunanlılara karşı bütünlüğünün korunması için Redd-i İlhak Cemiyetinin çalışma ları sonucunda Hacim Muhittin başkanlığında top lanmıştır.
Alınan Kararlar:
1.Erzurum ve Balıkesir Kongresinin kararları görü şüldü
2.Milli mücadeleyi destekleme kararı alındı
3.Yunanlılarla savaşma kararı alındı
4.Gerektiğinde büyük devletlerin yardımının alına bileceği vurgulandı
Sivas Kongresi (4-11 Eylül 1919)
Bütünlük ve bağımsızlığı korumak için nasıl bir politika izleneceğinin saptanması; saptanan politi kanın bütünü kapsayacak şekilde tüm milletçe uy gulanması amaçlanmıştır.
Kongrenin Karşılaştığı Sorunlar:
1.İstanbul hükümeti ve işgal güçlerinin engellemesi sonucunda kongreye beklenildiği kadar üye katıla madı (38 kişi katıldı.)
2.Elazığ valisi Ali Galip’in kongreyi basacağı şayi ası yayıldı (Ali Galip Sivas’taki askeri birlikten çekindiği için kongreyi basamadı)
3.Fransızların Sivas’ı işgal edeceği haberleri ya yıldı. (Mustafa Kemal böyle bir şeyin mümkün olmayacağını belirtti)
4.İlk anda Mustafa Kemal kongreye başkan seçil mek istenmediyse de; uzun tartışmalar sonucunda Mustafa Kemal kongreye başkan seçildi.
5. Delegelerin büyük bir çoğunluğu ABD manda sını savundu. Fakat Mustafa Kemal, ABD mandası nın Türk milleti için uygun olmadığını delegelere anlatıp kabul ettirince; ABD mandası da kesin ola rak reddedildi.( ABD Doğu Anadolu’da bir Ermeni devletinin kurulmasını istiyor; Osmanlı ülkesinin parçalanmasını öngörüyor; Türkiye’nin mandaterli ğini ise istemiyordu)
6.İstanbul Hükümeti, Mustafa Kemal ve kongreye katılanlar için tutuklama kararı çıkardı.
Açıklama: Erzurum Kongresi’nin kararları Sivas Kongre si’nin birinci maddesi olarak kabul edildiği için Sivas Kongresi Erzu rum Kongresi’ne göre daha kısa sürmüştür.
Alınan Kararlar:
1.Osmanlı hükümeti bir dış baskı karşısında vatanın her hangi parçasını terk ve ihmal etmek zorunda kalırsa; halife ve saltanatın, vatan ve milletin ko runmasını sağlayacak her türlü tedbir alınmıştır.
2.İtilaf devletlerinden haklarımıza saygı gösteren haklı ve adaletli bir karara varmalarını bekleriz
3.Milli cemiyetler Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti altında toplanmıştır.
Açıklama:
1.Birlik sağlanmıştır.
2.Cemiyetler bölgesel olmaktan çıkarak ulusallaş mıştır.
3.Kuva-yı Milliye için komuta birliği sağlanmıştır.
4.Kurtuluş Savaşının tek elden yönetilmesi kolaylaşmıştır.
4.Mustafa Kemal başkanlığında tüm yurdu temsil edecek şekilde 15 kişiden oluşan temsil heyeti ku ruldu.
5.Ali Fuat Cebesoy batı cephesi Kuva-yı Milliye komutanlığına tayin edildi.
Açıklama:
1.Heyet-i Temsiliye ilk defa hükümet gibi yürütme yetkisi kullandı.
2.Batı cephesinin oluşturulması için ilk adım atıldı
6.İrade-i Milliye Gazetesinin çıkarılmasına karar verildi.
7.Damat Ferit Paşa hükümetinin iş başından uzak laştırılmasına kadar İstanbul ile ilişkilerin kesildiği bildirildi.
Açıklama:
·  Bu karardan yaklaşık yirmi gün sonra Damat Ferit Paşa hükü meti istifa ederek yerine Ali Rıza Paşa hükümeti geldi. Bu durum Sivas Kongresinin olumlu bir sonucudur ve Milli Müca delecilerin İstanbul karşısında güçlendiğini gösterir.
Kongrenin Önemi:
1.Kongreler dönemi kapandı
2.Misak-ı Milli esasları belirlendi
3.Heyet-i Temsiliye bütün vatanı temsil eder hale geldi
4.Milli birlik ve beraberlik büyük oranda sağlandı
5.Ulusal örgütlenme tüm vatanı kapsadı
6.Gücünü halktan alan yeni bir otorite ortaya çıktı
7.Mustafa Kemal lider olarak benimsendi
8.Erzurum Kongresi kararları ulusallaştı
9.Mondros Mütarekesi reddedildi
10.Sivas Kongresi milleti temsil eden tek kurul oldu
11.Tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkeleri temel prensip olarak kabul edildi
12.Mandacılık kesin olarak reddedildi
13.Kuva-yı Milliye cepheleri arasında kumanda bir liği sağlandı
Açıklamalar:
1.Erzurum Kongresi; Doğu Bölgesinin, Osmanlı tarafından terk edilmek istenen yerinde geçici bir yönetim kurulacağından bahsederken; Sivas Kong resi bu kararı bütün yurdu kapsayacak şekilde aldı.
2.Mustafa Kemal ve arkadaşları 1 Mayıs 1919’da idama mahkûm edildi
3.İzinsiz toplanmasından; hakkında tutuklama kararı olan Mustafa Kemal’i kendisine başkan seçti ğinden ve aldığı karar lardan dolayı Sivas Kongresi de ihtilalcidir.




21 Aralık 2012 Cuma

İSLAM TARİHİ










İSLAM TARİHİNİN KAYNAKLARI
1-KURAN-I KERİM:
Müslümanların kutsal kitabı. Kuran-ı Kerim, İslam tarihinin ana kaynağıdır.
Kuran-ı Kerim, 610 yılının Ramazan ayının 27. gecesi Cebrail tarafından Hz.Muhammed’e vahyedilmiştir.
Kuran-ı Kerim, 114 sure, 30 cüz ve 600 sayfadır.
Kuran-ı Kerim’de dün ve yarın ile ilgili bütün olaylar, Müslümanların yaşam tarzları , kısacası her şey yazılıdır.
2-HADİSLER: Hz. Muhammed’in Müslümanları aydınlatmak için söylediği sözlerdir. En önemli hadis kitabı Buhari’nin Sahih-i Buhari adlı kitabıdır.
3-BELGELER: İslam devletinin diğer devletlerle yazışmalarını içerir.
4-BİYOGRAFİLER: SİYER: Hz.Muhammed’in hayatını konu alan eserlere verilen isimdir.
MEGAZİ: Hz.Muhammed’in savaşlarını konu alan eserlere verilen isimdir.
TABAKAT: Hz. Muhammed ve çevresindeki insanların biyografilerini konu alan eserlere verilen isimdir.
5-KİTABELER, ABİDELER, SİKKELER
İSLAMİYET ÖNCESİ ARABİSTAN VE DÜNYA
ARABİSTAN
Arabistan Asya’nın güneybatısında yer alan bir yarımadadır. Kuzeyinde Suriye, doğusunda Basra Körfezi, batısında Kızıldeniz, güneyinde Umman Denizi ile çevrilidir.
Arabistan’ın üç önemli bölgesi vardır: HİCAZ, YEMEN, NECD
ARABİSTAN’DA KURULMUŞ DEVLETLER
Main, Sebe, Himyeri, Gassaniler, Nebatiler, Hire Krallığı, Tedmürlüler, Kindeliler
HİCAZ BÖLGESİİklim, toprak yapısı ve madenler bakımından Arabistan’ın en fakir bölgesidir.Ancak İslam’ın iki kutsal şehri Mekke ve Medine, Hicaz bölgesindedir.
MEKKE
Hz.İbrahim’in Kabe’yi inşası, oğlu Hz.İsmail ile ilgili kurban hadisesi, zemzem kuyusu , Hacerülesved taşı Mekke’nin kutsallarıdır.
Hz.İsmail soyundan gelen Adnaniler, Mekke’de uzun süre yönetime hakim olmuşlardır. Kureyş kabilesi, Adnanilerin bir koludur.
Mekke’yi idare eden Kureyş kabilesi 10 aileden oluşuyordu. Bunlardan Haşimoğulları dini ve sosyal meselelerle, Ümeyyeoğulları askeri ve ticari konularda hak sahibiydiler.
Araplarda kabilelerin başında şeyh ya da emir denilen başkanlar bulunurdu.
Arap toplumu göçebe (bedevi) ve yerleşik ( medeni- hadari) olmak üzere ikiye ayrılırdı.
MEDİNEMedine’nin en önemli özelliği peygamberimizin mezarının orada olmasıdır.
ARABİSTAN’DA İSLAMİYET ÖNCESİ DİNLER
1-Putperestlik: Arapların en önemli putları Hubel, Lat, Menat ve Uzza’dır.
2-Sabilik: Yıldız ve gök cisimlerine tapma
3-Mecusilik: Zerdüşt inancı. Ateşe tapma
4-Hıristiyanlık
5-Yahudilik
6-Hanif: Hz.İbrahim’in tek tanrı inancı.
BİZANS İMPARATORLUĞU
Roma İmparatorluğu’nun 395’te ikiye ayrılmasından sonra merkezi İstanbul olan doğu kısmına Bizans adı verilir. Bizans’ın gerçek ismi Doğu Roma İmparatorluğu’dur. Bizans 1453’te Fatih Sultan Mehmet tarafından yıkılmıştır.
DİN:Bizans’ın dini 3 esasa dayanır:
1-Antik Yunan düşüncesi
2-Helenizm ( Büyük İskender’in doğu ve batı kültürlerini karıştırarak ortaya çıkardığı arabesk kültür)
3-IV.yy.da resmi devlet dini olan Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebi
SASANİ İMPARATORLUĞU
Sasaniler, İran’da 226’da kuruldular. İslam ordularının saldırıları sonucu yıkıldılar.
DİN:
Sasanilerin dini Zerdüştlüktür. Kutsal kitaplarının ismi Avesta’dır. Avesta, Zerdüşt’ün Gotha adı verilen vecizelerinden oluşur. Zerdüştlükte iyilik tanrısı Ahuramazda (Hürmüz), kötülük tanrısı Ehrimen ile sürekli savaşır. Sonuçta Ahuramazda hep galip çıkar.
HIRİSTİYANLIKVahiyli dinlerin ikincisidir. Peygamberleri Hz.İsa, kitapları İncil’dir. Hıristiyanların lideri Papa’dır. Papa, Vatikan’da oturur. Rahiplerin (Papazların) önemli görevleri şunlardır:
1-VAFTİZ: Hıristiyanlar insanların günahkar olarak doğduklarına inanırlar. Bu sebeple çocuklar papazlar tarafından kutsanır. Bu törene vaftiz adı verilir. Vaftiz olmayan kişi günahkar olarak gömülür.
2-EVLENDİRME
3-ÖLÜ GÖMME
4-GÜNAH ÇIKARMA
5-AFOROZ : Bir Hıristiyanın dine ve kiliseye karşı suç işlemesi sonucu dinden çıkarılması.
6-ENTERDİ: Bir millet aforoz edilirse buna enterdi denir. Mesela tarihte İngiltere enterdi cezası almıştır.
7-ENDÜLÜJANS: Cennet tapusu. Papazlar toprak karşılığı olarak halka endülüjans belgeleri dağıtırlardı. Endülüjans sayesinde papalık büyük bir servete sahip olmuştur.
8-ENGİZİSYON: Papazlar dine karşı gelenleri engizisyon adı verilen mahkemelerde yargılarlardı. Mahkemenin cezası genellikle ölümdü. Mesela Viklif İncil’i İngilizce’ye çevirince engizisyonda yargılandı ve yakılma cezası aldı. Ancak Viklif ölmüştü ama mezarından çıkarıp yaktılar.
Rahipler XV. Yüzyıldan sonra evlenmediler. Bu durum onların toplumdan uzaklaşmalarına sebep oldu.
HİNDİSTAN
M.Ö. 1200’lerde Hindistan’a gelen Ariler sosyal yapıda büyük değişikliğe sebep oldular. Kast sitemini ortaya çıkardılar. Bu sistemde halk:
1-Brahmanlar (Din adamları)
2-Kşatriyalar ( İdari ve askeri gücü elinde tutan halk)
3-Vaysiyalar ( Ticaret ve tarımı elinde tutan halk)
4-Südralar ( Köleler), olmak üzere dörde ayrılırdı.
Kast sistemi Hindistan’ı perişan hale getirmiştir. Dört bölüme ayrılan halk birbirinden ayrı yaşamıştır. Kast sistemi Budizm’in doğmasına sebep olmuştur.
DİN:
Hindistan’da
1-Hinduizm
2-Budizm, dinleri yaygın olarak kullanılır.
Hinduizm Veda adı verilen dört kitaptan oluşur. Budizm, Buda’nın temel felsefesini anlatır. Bu felsefeye göre hiçbir canlı diğer bir canlıya zarar veremez. Bu sebeple Budistler et yemezler.
Hindistan’da beyaz inek Hindular tarafından kutsal sayılır. Müslümanlarla Hindular arasında kurban bayramında her zaman problem çıkar.
ÇİN
Dünyanın en kalabalık nüfusuna sahip olan Çin, en eski medeniyetlerden biridir. Toplum, geleneklerine sıkı sıkı bağlıdır.
DİN:1-Taoizm: Lao Tzu, bu dinin kurucusudur. Tao, Çin’e göre Allah demektir. Taocular, insanın iç huzurunun olmasına büyük önem vermişlerdir.
2-Budizm
3-Konfüçyüsçülük: Ünlü filozof Konfüçyüs, devlet, siyaset, ahlak, sosyal meselelerle ilgili önemli gelenekler ortaya koymuştur.
4-Çin, günümüzde ateist akımın etkisindedir.
JAPONYABüyük Okyanus’ta adalardan oluşan Japonya’da halk geleneklerine sıkı sıkı bağlıdır.
Japonlar Şinto dinine bağlıdırlar. Şintoizm’de güneşe ve Fuji Yama yanardağına tapınılır. Güneş doğarken ve batarken ibadet ederler.
ORTA ASYAOrta Asya’da yaşayan Türkler şu dinlere inanmışlardır:
1-Gök Tanrı Dini
2-Atalar kültü ( Atalara ait olan eşyalara, fikirlere saygı duymak)
3-Şamanizm (Bir totem ve bir büyücüden (şaman) oluşan dini sistem. Şaman totemin etrafında dans ederek kötü ruhları kovar. Şaman aynı zamanda doktordur.)
4-Budizm
5-Maniheizm
6-Yahudilik
7-Hıristiyanlık
8-İslamiyet ( Türkler 10. yüzyıldan itibaren Müslüman olmuşlardır.)
HZ. MUHAMMED’İN HAYATI
SOYU: Kusay---Nizar---Maad ve Adnanoğulları---Hz.İsmail----Hz.İbrahim---Hz.Muhammed
KUREYŞ: Adnanoğulları’ndan Fihr, Hz.Muhammed’in 10. dedesi olup kendisine Kureyş dendiği için Fihr’in neslinden gelenler bu adla anılmışlardır.
Kureyş kabilesi 12 kola ayrılır. Bunlardan Abd Menaf’ın oğullarından Haşim’in oğlu Abdülmuttalib peygamberimizin dedesidir.
ABDÜLMUTTALİB: Mekke’nin ileri gelenlerinden olup peygamberimizin dedesidir. Onun zamanında 4 önemli olay meydana gelmiştir.
1-Zemzem kuyusunun yeniden açılması
2-Oğlu Abdullah’ı Allah’a kurban adaması ( 100 deve kurban ederek oğlunu kurtarmıştır.)
3-Fil Olayı ( Kral Ebrehe’nin Kabe’yi yıkmak için filleriyle saldırması)
4-Hz.,Muhammed’in doğumu
ABDULLAH: Peygamberimizin babası olup Abdülmuttalib’in oğludur. Amine ile evlenmiştir. 25 yaşındayken, evlendikten birkaç ay sonra vefat etmiştir.
HZ. MUHAMMED’İN DOĞUMU:Fil Olayı’ndan 50-55 gün sonra Rebiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi ( Miladi 20 Nisan 571) doğmuştur.
Babası o doğmadan vefat ettiği için bakımını dedesi Abdülmuttalib üstlenmiştir. Hz.Muhammed, Halime adında bir süt anneye verilmiştir. Bunun sebebi:
1-Bedevilerin yaşadığı vahaların serin olması
2-Vahalarda yaşayan bedevilerin güzel Arapça konuşmaları
Hz.Muhammed’in süt kardeşinin ismi Şeyma’dır.
Hz.Muhammed, 6 yaşında iken annesine teslim edildi. Aynı sene annesi vefat etti. Bunun üzerine peygamberimiz dedesi Abdülmuttalib ile kalmaya başladı. Ancak 8 yaşında iken dedesi vefat etti. Bunun üzerine amcası Ebu Talib onu yanına aldı.
HZ.MUHAMMED’İN GENÇLİĞİHz. Muhammed gençliğinde Muhammedü’l-Emin (Güvenilir Muhammed) adı ile anılırdı. Bu unvan ona hiç yalan söylemediği için verilmişti.
Muhammedül-Emin 25 yaşında iken 40 yaşındaki Hz.Hatice ile evlendi.
Hz.Hatice, peygamberimizin ilk eşi, çocuklarının annesi ve ilk Müslümanlardan olması sebebiyle İslam tarihinde özel bir yere sahiptir.
Hz.Muhammed bu dönemde amcası Ebu Talib’i kaybedince, yeğeni Hz.Ali’yi yanına aldı. Ayrıca Hz.Hatice’nin ona hediye ettiği Zeyd b. Harise’yi kölelikten azad ederek evlat edindi.
Hz.Muhammed 35 yaşındayken Kabe’nin tamiri sırasında Hacerü’l-Esved (Kara taş)’in yerine konması için Mekkelilere yardım etti. Peygamber hırkasının içine koyduğu taşı kabile temsilcilerine taşıttı. Bu durum onun saygınlığını daha da arttırmıştır.
PEYGAMBER OLUŞU
Hz.Muhammed, putperest değildi. Hanifliği benimsemiştir. Tevhid inancına ( Tek bir Allah) bağlıydı.
40 yaşına geldiği zaman Nur dağındaki Hira mağarasında uzlete çekilmeye başladı.
Ramazan ayının 27. Pazartesi gecesi Hiira’da Cebrail’den ilk vahyi aldı. Cebarail ona: Oku, demişti. Oku, yaratan Rabbinin adıyla oku...
Bu olayı ilk önce eşi Hz.Hatice’ye anlattı ve ona inanan Hz. Hatice, ilk Müslüman oldu.
Ertesi gün din bilgini Varaka ile görüştüler ve Varaka ona peygamber olduğunu müjdeledi.
İlk vahiyden sonra 3 yıl vahiy gelmedi. 3. yılın sonunda Müdessir suresi nazil oldu.
İLK MÜSLÜMANLAR
1-Hz.Hatice
2-Hz.Ali
3-Zeyd b. Harise
4-Hz.Ebubekir
( Bu dört kişi hayattayken cennetle müjdelenmişlerdir.)
İLK HİCRET
İlk Hicret 617 yılında Habeşistan’a yapılmıştır.
617-618 yılları arasında Mekkeliler Müslümanların bulunduğu mahalleyi kuşattılar. Bu üç yıl Müslümanlar için çok zor geçmiştir.
HÜZÜN YILI619 yılı hüzün yılıdır. Çünkü Peygamberimiz eşi Hz.Hatice’yi ve amcası Ebu Talib’i bu yılda kaybetmiştir.
MİRAÇ
Recep ayının 26/27 gecesi Hz.Muhammed Mescid-i Haram’dan Kudüs yakınındaki Mescid-i Aksa’ya, oradan da Allah katına çıkarılmıştır. Miraç sonunda Müslümanlara namaz hediye edilmiştir.
AKABE BİATLARI ( GÖRÜŞMELERİ)
621 yılında Medineli 12 kişi Peygamberimiz ile Akabe’de görüşürler.Burada Peygambere bağlı kalacaklarına yemin ederler.
622’de 75 Medineli yeniden Peygamberimizle Akabe’de görüştüler. Burada İslamiyet’i kabul ettiklerini bildirdiler ve Peygamberimizi koruyacaklarına dair yemin ettiler.
2. Akabe biatında Peygamberimizi Medine’ye davet ettiler. Bu biatlar Peygamberimizin Mekke’den Medine’ye hicretine sebep olmuştur.
HİCRET
Hicret, Hz.Muhammed’in 622 yılında Mekke’den Medine’ye göç etmesidir.
Medine’ye yerleşen Peygamberimiz Mekkeliler ile Medineliler arasında Muahat ( Kardeşlik) anlaşmasını yaptı.
Mekkelilere Muhacir ( Göçmen), Medinelilere Ensar ( Yardım edenler) adı verildi.
Hicret İslam tarihinin başlangıcıdır.
Hicret ile İslam devleti kurulmuştur.
Hz.Muhammed yeni kurulan İslam devletinin ilk başkanı olmuştur.
HZ. MUHAMMED’İN SAVAŞLARI
BEDİR SAVAŞI
Tarih: 624
Taraflar: Mekkeli müşrikler X Medineli Müslümanlar
Sebep: Müslümanlar Mekke’den göç ederken bütün mallarını bırakmışlardı. Bunlara karşılık Mekke kervanını vurmaya karar verdiler.
Sonuç: 1-Zafer Müslümanların oldu. 2-Esirler 10 Müslüman çocuğa okuma yazma öğretirlerse serbest kalacaklardı.
Önemi: 1-Mekke ile Medinelilerin ilk savaşıdır. 2-Savaşın diğer bir ismi de Akrabalar savaşıdır. 3- Savaş sonunda Hz. Muhammed’in esirler ile ilgili aldığı karar eğitime ne kadar önem verdiğini göstermektedir.
UHUD SAVAŞI
Tarih: 625
Taraflar: Mekkeli müşrikler X Medineli Müslümanlar
Sebep: Mekkeliler Bedir Savaşı’nın öcünü almak istediler.
Sonuç: 1-Hz. Muhammed yaralandı. 2-Hz. Hamza şehit oldu.
Önemi: Müslümanlar peygamberin sözünün dinlememenin cezasını ilk kez çektiler.
HENDEK SAVAŞI
Tarih: 627
Taraflar: Mekkeli müşrikler X Medineli Müslümanlar
Sebep: Mekkeliler İslamiyet’in yayılmasını istemiyorlardı.
Sonuç: Selman-ı Farisi adlı bir İranlının tavsiyesi ile Medine’nin etrafında hendekler kazıldığı için Mekkeliler geri dönmek zorunda kaldılar.
Önemi: Hendek Savaşı, Mekkelilerin Müslümanların üzerine yaptığı son saldırı oldu. Bundan sonra Mekkeliler savunmaya çekildiler.
HUDEYBİYE ANTLAŞMASITarih: 628
Taraflar: Mekkeli müşrikler X Medineli Müslümanlar
Önemli maddeleri: 1-Her iki taraf birbiri ile 10 yıl savaşmayacak. 2-Müslüman olup Medine’ye giden kişiler Medine’ye alınmayacak, Medine’den Mekke’ye gelenler ise geri verilmeyecek. ( Bu madde daha sonra kaldırılmıştır. Çünkü Medine’ye alınmayan Müslümanlar Mekke’ye dönmediler ve Mekke ile Medine arasında kalıp Mekke kervanlarını vurmaya başladılar.)
Önemi: Mekkeliler Müslümanların varlığını kabul etmişlerdir.
HAYBER’İN FETHİ
Tarih: 629
Taraflar: Müslümanlar X Yahudiler
Sebep: Yahudiler, Mekkeliler ile birleşip Müslümanlara zarar veriyorlardı.
Sonuç: Medine-Şam yolu güvenlik altına alındı.
MEKKE’NİN FETHİTarih: 630
Taraflar: Mekkeliler X Müslümanlar
Sebep: Mekkeliler Müslümanlara karşı kuvvet toplamaya başlamışlardı.
Sonuç: 1-Hz.Muhammed, Kabe’yi ziyaret ederek putları kırmıştır. 2-Bütün Mekkeliler İslamiyet’i kabul ettiler. 3-Mekke’nin fethi bütün Arabistan’ın fethini sağlayan önemli bir başlangıç oldu. 4-Mekke’nin fethi ile İslam Devleti kuruldu.
HZ. MUHAMMED’İN VEFATI
Hz.Muhammed, son seferi olan Tebük seferinden dönüşte hastalandı. İmamlığı Hz.Ebubekir’e bıraktı ve 8 Haziran 632’de vefat etti.
Hz.Muhammed, vefat ettiği odaya gömüldü.
Hz.Muhammed’in mezarına Ravza-yı Mutahhara (Cennet bahçesi) adı verilir.
( Peygamberin mezarı Medine şehrindedir.)
DÖRT HALİFE DEVRİ ( HULEFA-YI RAŞİDİN DEVRİ)Halife: Hz. Muhammed’in peygamberlik görevi hariç devlet başkanlığı görevini yerine getiren İslam Devleti’nin başkanı demektir.
Dört Halife sırasıyla:
1-Hz. Ebubekir
2-Hz.Ömer
3-Hz. Osman
4-Hz.Ali’dir.
*Halifeler Kureyş kabilesine mensupturlar ve seçimle iş başına gelmişlerdir.
HZ. EBUBEKİR DEVRİ
ÖZELLİKLERİ
1-İlk halife
2-İlk Müslümanlardan
3-Peygamberimizin hicret arkadaşı
4-Peygamberimizin kayınpederi ( Hz.Ayşe’nin babası)
5-Hz.Ayşe’nin babası
6-Kuran-ı Kerim’i kitap haline getirten kişi
7-Eceliyle ölen tek halife
KURAN-I KERİM’İN KİTAP HALİNE GETİRİLMESİ (MUSAF HALİNE GETİRİLMESİ)Hz.Muhammed’e Cebrail tarafından vahyedilen Kuran ayetleri vahiy katipleri tarafından ceylan derilerine, tahta, kemik, hurma yaprakları ve ince beyaz taşlara yazılırdı. Ayrıca hafızlar tarafından da ezberlenirdi.
Yalancı peygamberler ile yapılan savaşlarda pek çok hafızın şehit olması üzerine Hz.Ömer Kuran’ın kitap haline getirilmesini istedi. Hz.Ebubekir bu işi, Zeyd b. Sabit başkanlığında bir heyete verdi.
Bu heyet ayetleri Hz. Muhammed’in okuduğu sıraya göre düzenledi.
Kitap Hz.Ebubekir’e teslim edildi. Böylece Kuran, günümüze kadar hiçbir kelimesi bozulmadan gelebilmiştir.
YERMUK SAVAŞITarih: 634
Taraflar: Müslümanlar X Bizans
Sebep: Bizans’ın Suriye’nin işgalini engellemek istemesi
Sonuç: Suriye kapıları İslam ordularına açıldı.
*Hz.Ebubekir kendisinden sonra Hz.Ömer’in halife olmasını vasiyet etti.
*Hz.Ebubekir’in unvanı Sıddık’tır.
HZ. ÖMER’İN DEVRİ
ÖZELLİKLERİ

1-2. halife
2-Adaletli kişi
3-Fetihlerin babası
KADİSİYE SAVAŞITarih: 636
Taraflar: Müslümanlar X Sasaniler
Sebep: Sasaniler Müslümanların İran ve Irak’a yayılmasını istemiyorlardı.
Sonuç: Irak Müslümanların eline geçti. İran yolu Müslümanlara açıldı.
NİHAVEND SAVAŞI
Tarih:642
Taraflar: Müslümanlar X Sasaniler
Sebep: Sasaniler İran’ı Müslümanlara bırakmak istemiyorlardı.
Sonuç: İran Müslümanların eline geçti.
ECNADEYN SAVAŞI
Tarih: 636
Taraflar: Müslümanlar X Bizans
Sebep: Bizans’ın Suriye, Filistin ve Kudüs’ü Müslümanlardan korumak istemesi
Sonuç: Suriye ve Filistin’de Müslümanlara karşı çıkabilecek Bizans gücü kalmadı. Zafer sonrası Kudüs’ü kuşatan İslam ordusu, şehri ele geçirdi.
*Hz.Ömer zamanında İran, Irak, Suriye, Filistin, Kudüs, Azerbaycan, Horasan ve Mısır fethedildi.
*Hz.Ömer İslam devletinin teşkilatlanmasını sağlamıştır.
*Hz.Ömer, ödediği verginin azaltılmasını isteyen Firuz adlı bir köle tarafından hançerlenerek öldürülmüştür.
HZ. OSMAN DEVRİ
ÖZELLİKLERİ

1-3. halifedir.
2-En zengin halifedir.
3-Peygamberimizin iki kızı ile birden evlenmiştir.
4-Kendi ailesinden olanları devlet memurluklarına getirdiği için İslam’da ilk ayrılık hareketlerini başlatmıştır.
5-Hz.Osman zamanında Muaviye tarafından ilk İslam donanması kuruldu. Donanmanın ilk hedefi Kıbrıs adası olmuştur.
HZ. OSMAN’IN YAPTIĞI EN ÖNEMLİ İŞ
Hz.Osman’ın yaptığı en önemli iş Kuran-ı Kerim’in çoğaltılmasıdır. Onun emriyle Kuran, Kureyş lehçesi ile yazılmıştır. Çoğaltılan Kuran nüshaları Mekke, Basra, Kufe, Şam ve Mısır’a gönderildi. 6. Nüsha Medine’de kaldı. Böylece Kuran’ın yanlış okunması önlenmiş oldu.
HZ. OSMAN’IN ÖLDÜRÜLÜŞÜ
Hz. Osman, Emevi soyundan gelenleri iş başına getirdiği için halk ayaklandı ve evini ablukaya aldı. Hz.Ali oğulları Hasan ve Hüseyin’i koruma olarak Hz.Osman’a gönderdi. İsyancılar buna rağmen Kuran okumakta olan Hz.Osman’ı şehit ettiler.
HZ. ALİ DEVRİ
ÖZELLİKLERİ

1-4. ve son halife
2-Hz.Muhammed’in amcası Ebu Talip’in oğlu
3-İlk Müslümanlardan
4-Hz.Muhammed’in damadı ( Hz.Fatıma ile evlenmiştir.) ( Hz.Muhammed’in soyu Hz.Ali ile Hz.Fatıma’nın evliliğinden doğan çocuklardan- Hasan ve Hüseyin- devam etmiştir.)
HZ. ALİ’NİN DÜŞMANLARI1-Talha
2-Zübeyr
3-Hz.Ayşe
4-Muaviye
CEMEL VAKASI ( DEVE OLAYI)Tarih: 656
Taraflar: Talha, Zübeyr, Hz.Ayşe X Hz.Ali
Sebep: Hz.Ayşe, Hz.Osman’ın katillerinin kısa sürede bulunup cezalandırılmasını istiyor, Hz. Ali ise bu işi zamana bırakıyordu.
Sonuç: Talha ve Zübeyr şehit oldu. Hz.Ayşe sürgüne yollandı.
SIFFİN SAVAŞI
Tarih: 657
Taraflar: Muaviye X Hz.Ali
Sebep: Muaviye Hz. Ali’nin halifeliğini kabul etmiyor ve Hz.Osman’ın katillerinin bulunmasını istiyordu.
Sonuç: Hz.Ali savaşı kazanmışken, Muaviye’nin askerleri mızraklarının uçlarına Kuran sayfaları taktı. Hz.Ali’nin askerleri Kuran’a karşı savaşmayınca Hakemlere gidildi.
HAKEM OLAYITarih: 657
Taraflar: Hz.Ali’ni hakemi (Eşari) – Muaviye’nin hakemi ( Amr b. As)
Sebep: Sıffin Savaşı sonunda Hz.Ali’nin mi yoksa Muaviye’nin mi halife olacağını kararlaştırmak için hakemler bir araya geldi.
Sonuç: Hakemler yeni bir halifenin seçilmesine karar verdiler. Ancak Muaviye’nin hakemi Amr b. As, Muaviye’nin halife olduğunu hileli bir yolla ilan etti.
Önemi: Hakem Olayı sonucunda İslam dünyası üçe ayrıldı: 1-Hz.Ali yanlıları
2-Muaviye yanlıları 3-İkisini de kabul etmeyen Hariciler
HZ. ALİ’NİN ÖLDÜRÜLMESİ
Hariciler, İslam dünyasını parçalayanların Hz.Ali, Muaviye ve Amr b. As olduğuna inanıyorlardı. Üçünü de öldürmeye karar verdiler. Muaviye, hafif yaralanarak kurtuldu, Amr b. As, namaz kılmaya kendi diye başkasını gönderdiği için öldürülemedi. Ancak Hz. Ali, İbni Mukem adlı bir Haricinin zehirli hançeriyle namaz kılarken şehit edildi.
EMEVİLER
Kuruluş Tarihi : 661
Yıkılış Tarihi: 750
Kurucusu: Muaviye
Başkenti: Şam
EMEVİLERİN İSLAM DÜNYASINDA YAPTIKLARI YENİLİKLER1-Hilafeti saltanat haline getirdiler.
2-Arap olmayanlara ( Mevali) kötü davranarak Arap ırkçılığını başlattılar.
3-İslam Devleti’nin gerçek anlamda kurulmasını sağladılar.
4-İslam Devleti en geniş sınırlarına Emeviler döneminde ulaşmıştır.
TÜRKLER EMEVİLER DÖNEMİNDE NİÇİN MÜSLÜMAN OLMADILAR?
Çünkü Emeviler Arap olmayanların Müslüman olmalarını kabul etmiyorlardı. Bu sebeple de Mevaliye çok kötü davranıyorlardı.
İSTANBUL KUŞATMASITarih: 668, 674
*İki kuşatma da başarısız olmuştur.2. kuşatmada Hz.Eyüp İstanbul’da hastalanarak şehit olmuştur. Fatih’in hocası Akşemseddin İstanbul’un fethinden sonra Eyüp Sultan’ın mezarını bulmuş ve bu günkü cami ve semt oluşturulmuştur.
KERBELA OLAYI
Tarih: 10 Muharrem 680 = 10 Ekim 680
Taraflar: Emevi halifesi Yezid’in adamları X Hz. Hüseyin
Sebep: Yezid’in halifeliği Hz.Hüseyin’e bırakmak istememesi
Sonuç:1- Hz.Hüseyin ve yanındakiler Yezid’in adamları tarafından şehit edildi. 2-Müslümanlar arasındaki ayrılıklar daha da arttı. 3-Hz.Muhammed’in torununun öldürülmesi Emevi düşmanlığını artırdı. 4-İslam dünyası bu olaydan sonra Sünniler ve Şiiler olarak ikiye ayrıldılar. Hz.Ali taraftarları Şiiliği benimsediler.
KADİKS SAVAŞITarih:711
Taraflar: Tarık b. Ziyad X İspanyollar
Sebep: Emevilerin Avrupa içlerine yayılmak istemeleri
Sonuç: 1-Vizigot Krallığı sona erdi. 2- İspanya fethedildi ve Müslümanlar İspanya’ya Endülüs adını verdiler. 3- Tarık b. Ziyad Cebel-i Tarık Boğazı’na adını verdi.
PUVATYA SAVAŞI
Tarih: 732
Taraflar: Emeviler X Franklar
Sebep: Frankların Emevilerin ilerleyişini durdurmak istemesi
Sonuç: 1-Pirene dağlarının kuzeyi Müslümanların elinden çıktı. 2- Puvatya Savaşı Müslümanların Batı Avrupa’daki fetihlerinin sonuncusudur.
Önemi: Puvatya Savaşı’nı Müslümanlar kazansaydı, Avrupa’da onları durduracak hiçbir güç kalmayacaktı.
EMEVİ DEVLETİ’NİN YIKILIŞ SEBEPLERİ
1-Önemli görevlere Emevi soyundan olanları getirmeleri
2-Arap olmayan Müslümanlara değer vermemeleri
3-Hz.Ali’nin oğullarının hilafeti ele geçirme çabaları
4-Hz.Muhammed’in amcası Abbas’ın soyundan gelenlerin Emevlere karşı olması
5-Fetihlerin durması
6-Emevi ailesi arasındaki geçimsizlik
7-Haricilerin faaliyetleri
8-Ebu Müslim Horasani’nin çıkardığı ayaklanma
*Emevi ailesi Abbasiler tarafından yok edilmiştir.
ABBASİLER
Kuruluş Tarihi: 750
Kurucusu: Ebu’l-Abbas Abdullah (Unvanı: Es-Saffah: Kan dökücü)
Başkenti: Bağdat
Yıkılış Tarihi: 1258
ABBASİLER DÖNEMİNDE TÜRKLERİN HİZMETLERİAbbasiler Mevali’yi Araplar ile eşit tuttular. Bu sebeple Türkler Abbasiler döneminde kitleler halinde Müslüman oldular.
Abbasiler ordularında görev alan Türkler için Samerra şehrini kurdular.
ABBASİLERİN DAĞILMASIHalife Mutasım’ın ölümünden sonra Abbasiler parçalandı ve topraklarında bir çok İslam devleti kuruldu. Bu devletlere İslam tarihinde Tavaif-i Mülük ( Ülke insanları) adı verilir. Bu devletler:
1-Tolunoğulları
2-Akşitler (İhşidoğulları)
3-İdrisoğulları
4-Aglebiler
5-Fatımiler
6-Tahiroğulları
7-Saffariler
8-Samanoğulları
9-Büveyhoğulları
ABBASİLERİN YIKILIŞI1258’de Cengiz Han’ın torunu Hülagu Han, Bağdat’ı işgal etti ve Abbasi yönetimine son verdi.
TÜRKLERİN İSLAMİYETE HİZMETLERİ1-İslam dünyasını Bizans’a karşı korudular.
2-İslam dünyasını Haçlılara karşı korudular.
3-İslamiyeti geniş coğrafyalara yaydılar.
4-Müslüman Türk bilginleri ve sanatçıları çalışmaları ile İslam’a hizmet ettiler.
ENDÜLÜS (İSPANYA) EMEVİ DEVLETİKuruluş tarihi: 756
Kurucusu: Abdurrahman
Başkenti: Kurtuba
Yıkılış Tarihi:1031
Endülüs Emevi Devleti’nin parçalanması ile Beni Ahmer Devleti kuruldu. 1492’de bu devlet de yıkıldı.
Avrupa’da 1492’de İslam hakimiyeti sona erince İspanyollar Endülüs’ü harabeye çevirdiler. Büyük ölçüde katliam yaptılar. Camileri ve sanat eserlerini yıktılar. II.Bayezid Oruç ve Hızır reisleri İspanya’daki Müslümanların yardımına gönderdi. Müslümanlar Kuzey Afrika’ya, Yahudiler İstanbul, Selanik ve İzmir’e yerleştirildiler.
ESKİ TÜRK İNANIŞI İLE İSLAMİYET’İN BENZER YÖNLERİ
1-Türklerdeki Göktanrı inancı ile Müslümanlardaki tek tanrı inancının benzer olmaları
2-Türkler Müslümanlar gibi Tanrıya kurban keserlerdi.
3-Türk ahlak anlayışı ile İslam kuralları benziyordu.
4-Türklerdeki ahiret inancı, cennet-cehennem kavramları Müslümanlar ile benzeşiyordu.
5-Türklerdeki cihan hakimiyeti düşüncesi Müslümanlardaki cihat kavramı ile benzeşiyordu.
6-Göktanrı inancında din adamları halktan üstün değildi. İslam’daki imamlar da ayrıcalıklı bir sınıf oluşturmuyordu.
7-Türkler temizliğe önem verirlerdi. İslamiyet’te de temizlik imandan geliyordu.
8-Türklerdeki ozan ve kamlar, İslam dünyasındaki dervişlere benziyorlardı.
9-Türklerdeki alp kavramı, İslam dünyasındaki eren kavramı ile benzeşiyordu.
10-Türkler diğer dinlere karşı hoşgörüye sahipti. İslamiyet de hoşgörü diniydi.
TÜRKLERİN MÜSLÜMAN OLMALARITürkler 750 yılında Müslümanlar ile Çinliler arasında yapılan Talas Savaşı sonunda Müslüman oldular.
İlk Müslüman olan Türkler, Karluk, Yağma ve Çiğil boylarıdır.
10.yüzyılda Oğuzlar Müslüman olmaya başladılar.
İlk Müslüman kavim, İtil (Volga) Bulgarları, İlk Müslüman Türk devleti Karahanlılar, İlk Müslüman Türk İmparatorluğu Büyük Selçuklulardır.
EMEVİLERDE HALK1-Müslüman Araplar
2-Mevali: Arap olmayan Müslümanlardır. Emevilerin 2. sınıf gördüğü bir toplumsal kesimdir.
3-Zımmiler: Müslüman olmayan halk
4-Köleler: Savaş esirleri veya satın alınan kişiler
İSLAMİ İLİMLER
TEFSİR: Tefsir, Kuran’ın yorumlanmasıdır. Tefsir yapana müfessir denilir. Ünlü müfessirler Zemahşeri, Muhiddin Arabi ve Taberi’dir.
HADİS: Peygamberimizin söz ve hareketlerine denir. Hadis yazanlara muhaddis adı verilir. Hadis kitaplarından özellikle 6 tanesi Müslüman alimler tarafından rağbet görmüş ve bunlara Kütüb-i Sitte adı verilmiştir. Buhari ve Müslim en ünlü hadis bilginlerindendir.
FIKIH: İslam hukukuna fıkıh adı verilir. Fıkıh alimlerine fukaha, verdikleri kararlara fetva adı verilir. Ebu Hanife, İmam Malik, İmam Şafii ve Ahmed b. Hanbel dört büyük fıkıh alimidir.
KELAM: İslam ilahiyatına kelam denir. Allah’ın sıfatlarını, peygamberlik, insanın dindeki yeri ve anlamını, ahiret ile ilgili konuları ele alır. Gazali, en önemli kelam alimidir.
ARAP İSRAİL SAVAŞLARI VE FİLİSTİN MESELESİ
FİLİSTİN MESELESİ
Filistin bölgesi Yahudilerin kutsal topağıdır. Yani Hz.Musa’ya Tevrat’ta vaad edilen topraklardır ( Arz-ı Mevud).
Yahudiler M.Ö. Filistin’den sürüldüler ve dünyaya yayıldılar.
Osmanlı padişahı II.Abdülhamid’den Filistin bölgesini satın almak istediler. Abdülhamid bölgeyi satmadı.
1920’de Yahudiler Filistin’den bir miktar toprak alıp bölgeye yerleştiler.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya Yahudilerinin neredeyse tamamı Filistin’e göç etti.
1948’de Yahudiler, Filistinlileri bölgeden atmaya başladılar.
14 Mayıs 1948’de İsrail Devleti kuruldu.
ABD, Sovyetler Birliği bu devleti tanıdı. Mısır, Ürdün, Suriye ve Lübnan ise İsrail’e savaş açtı.
Savaş 40 yıl sürdü.
1988’de Filistin Kurtuluş Örgütü yerel direnişi başlattı ( İntifada).
Filistin İslami Direniş Hareketi (HAMAS) İsrail ile sürekli mücadele etti. Bölgedeki savaş halen devam etmektedir.
KIBRIS MESELESİ VE KKTC’NİN KURULUŞU
Kıbrıs, 1571’de Osmanlı topaklarına katıldı.
1878 Berlin Antlaşması’ndan sonra adanın yönetimi İngiltere’ye bırakıldı.
II.Dünya Savaşı’ndan sonra Kıbrıslı Rumlar adayı Yunanistan’a bağlamak için çalışmaya başladılar.
1955’te Kıbrıslı Rumlar EOKA adlı gizli bir örgüt kurup Enosis ( Kıbrıs-Yunanistan birliği) adına çeşitli eylemlerde bulundu.
Türkiye, Yunanistan ve İngiltere sorunu çözmeye çalıştılar ve 1960’da Kıbrıs Cumhuriyeti kuruldu. Cumhurbaşkanlığına Rum lideri Makarios, yardımcılığına Dr. Fazıl Küçük getirildi.
1963’ta Makarios anayasayı değiştirmek istedi ve olaylar başladı.
1963’te Rumlar köyleri basarak Türkleri öldürdüler.
8-9 Ağustos 1963’te Türk uçakları Rum hedeflerini bombaladı. Türk donanması Akdeniz’e açılınca saldırılar yavaşladı.
1974’te Enosis’i erken bulan Makarios görevden uzaklaştırıldı. Yerine EOKA lideri Nicos Sampson getirildi.
Nicos Sampson liderliğindeki Rumlar Türklere karşı geniş çaplı saldırı başlattılar.
Türk ordusu 20-22 Temmuz 1974’te 1. Kıbrıs Barış Harekatı ile Girne ve çevresini kontrol altına aldı.
Bu harekat sonuç vermeyince Türk ordusu 14-16 Ağustos 1974’te 2. Kıbrıs Barış Harekatı’nı düzenledi ve adanın % 38’i Türk hakimiyetine girdi.
Yunanistan, Rusya ve ABD harekata büyük tepki gösterdiler. ABD 1975’ten 1978’e kadar Türkiye’ye ambargo uyguladı.
15 Mayıs 1983’te Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. Cumhurbaşkanlığına Rauf Denktaş seçildi.
Nicos Sampson 2001’de ölmüştür.
25 Nisan 2004’te ada halkı Annan planı için referanduma gitti. Plan sonucunda iki toplum bir devlet adı altında birleşecekti. Fakat referandumdan Türk tarafından evet, Rum kesiminden hayır sonucu çıktı. Kıbrıs sorunu 2009’da halen devam etmektedir.
İRAN-IRAK SAVAŞI (1980-1988)
1958’de Irak’ta krallık yönetimi devrilince İran- Irak arasında gerginlik başladı.
İki ülke arasında su yolu, Körfez adaları meselesi bulunuyordu.
1975’te iki ülke arasında Cezayir Antlaşması imzalandı. Antlaşmaya göre Şattül-Arap’ın en derin noktasından geçen çizgi sınır kabul edildi.
1979’da İran’da Şah’ın devrilmesi ve Humeyni’nin başa gelmesiyle İran-Irak ilişkileri en gergin safhasına ulaştı.
Saddam Hüseyin, 1980’de sınırı 500 km. geçerek İran’a saldırdı. Saddam, su yolunun kontrolünü ele geçirmek istiyordu.
İran-Irak savaşında bütün cephelerde İran galipken ABD Körfez’e donanma yolladı.
ABD, 1988’de İran havayollarına ait bir yolcu uçağını düşürünce İran barışı kabul etti.
İki ülke arasında barış 1990’da Irak’ın Kuveyt’i işgal etmesi ve ABD ile savaş tehlikesi başlayınca mümkün olabildi. Irak, işgal ettiği toprakları tek taraflı olarak boşalttı.
IRAK’IN KUVEYT’İ İŞGALİ VE KÖRFEZ KRİZİ
İran ile 8 yıl savaşan Irak büyük borca girmişti.Saddam’ın dış borcu 80 milyar doları bulmuştu.
Saddam, Batılı ülkelerden yeni kredi talebinde bulundu. Aldığı kredileri ileride petrol fiyatları yükselince ödeyecekti.
İran-Irak savaşında bu ülkelerin petrol üretimi azalınca Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri petrol üretim miktarlarını arttırmış ve bunun sonucu olarak da dünya petrol fiyatları düşmüştü.
Saddam’ın kredi isteğine Batılı devletler olumlu cevap vermediler.
Bunun üzerine Saddam, Irak-Kuveyt sınırında Irak’a ait topraklardan petrol çıkardığı iddiası ile Kuveyt’ten 24 milyar dolar istedi. Bu isteğin kabul edilmemesi üzerine Irak birlikleri 2 Ağustos 1990’da Kuveyt’i işgal etti ve Kuveyt’i kendi topraklarına kattığını açıkladı.
1991’de ABD, Mısır ve Suriye’nin de dahil olduğu 32 ülke Irak’a karşı Çöl Kalkanı Operasyonu’nu başlattı. Birleşik Güçler Irak’ı yoğun hava bombardımanına tuttular.
Irak, İsrail ve Suudi Arabistan’a Scud füzeleri göndererek yanıt verdi.
ABD’nin yaptığı kara harekatı sonucunda 1991’de Irak savaşa son verdi ve Kuveyt’i boşalttı.
ABD, Irak’ı 2001’e kadar 3 kez bombaladı.
ABD, kimyasal silah ürettiği gerekçesi ile 2003’te Irak’ı işgal etti. ABD’nin bölgedeki işgali 2009 yılında hala devam etmektedir.
PAKİSTAN
Pakistan ve Hindistan’ın bulunduğu topraklar 18. yüzyıldan itibaren İngiltere’nin sömürgesi altına girdi.
İngiltere’ye karşı direniş 18. yüzyılda başladı ve 1917’de Mahatma Gandi’nin ortaya çıkması ile hızlandı.
1940’da bağımsız Pakistan devletinin kurulması kararlaştırıldı. Bu hareketin önderliğini Muhammet Ali Cinnah yapıyordu.
1946’da Hint Yarımadası’nda Hindistan ve Pakistan adlarıyla iki devletin kurulmasına karar verildi.
İngiltere 1947’de Hint Yarımadası’ndan tamamen çekildi.
Müslümanların kurduğu devlet Pakistan’dı. Pakistan iki bölümden oluşur. Batı Pakistan (bugünkü Pakistan), diğeri Doğu Pakistan (bugünkü Bangladeş)
HİNDİSTAN-PAKİSTAN ÇEKİŞMESİPakistan ile Hindistan arasındaki en önemli sorun Keşmir sorunu idi.
Verimli topraklara sahip olan Keşmir halkının büyük çoğunluğu Müslüman’dı.
İngiltere Keşmir’in yönetimini Hintli bir mihraceye verdi. 1947’de mihrace Keşmir’i Hindistan’a kattı. Bu olay 1948’de Hindistan ile Pakistan arasında savaşın çıkmasına sebep oldu.
Birleşmiş Milletlerin de defalarca araya girmesi ile yapılan antlaşmalar ile Keşmir sorunu çözülemedi.
1971’de Doğu Pakistan Hindistan’ın desteği ile ayaklanarak Bangladeş adı ile bağımsızlığını ilan edince savaş yeniden başladı. 16 Aralık 1971’de yenilen Pakistan Bangladeş’in kurulduğunu resmen ilan etti.
AFGANİSTAN
Afganistan’da feodal bir sistem ve kabile yaşamına dayalı bir toplumsal yapı vardı.
Rusya’nın Asya’da yayılması İngiltere’yi endişelendirdi. İngiltere, Rusya’nın Afganistan’a yayılmasını engellemek ve Hindistan sömürgesinin kuzey sınırını güvence altına almak istiyordu.
Afganistan 1880’de imzaladığı bir antlaşma ile İngiltere’nin egemenliği altına girdi.
I.Dünya Savaşı’ndan sonra Afganistan İngiltere’nin sömürgesi olma durumundan kurtuldu.
1919 Rawalpindi Antlaşması ile Afganistan bağımsız oldu.
Rusya’nın asıl amacı Afganistan’ı ele geçirerek Basra Körfezi’ne, Orta Doğu petrollerine ve Hint Okyanusu’na ulaşmaktı.
1973’te Afganistan’da krallık rejimi devrilerek yerine cumhuriyet kuruldu.
1979 yılında Rusya Afganistan’ı işgale başladı.
Başta ABD olmak üzere birçok ülke Rusya’nın Afganistan’ı işgaline tepki gösterdi. 1988 Cenevre Antlaşması ile Rusya Afganistan’dan çekilmeyi kabul etti ve 1988-1989 yılları içerisinde Afganistan’dan çekildi.
ABD, 2000 yılında İslami terörün merkezi olarak gördüğü Afganistan’ı işgal etti. İşgal 20097da halen sürmektedir.
SSCB (SOVYET SOSYALİST CUMHURİYETLER BİRLİĞİ) YÖNETİMİNDEKİ TÜRK TOPLULUKLARININ DURUMU1917 Ekim devriminden sonra Rusya’da Çarlık rejimi yıkılmış, yerine komünist rejim kurulmuştu.
Yeni yönetim Rus olmayan milletlere Rusya’nın himayesinde muhtar hükumetler kurma hakkını tanıdı. Bundaki amaç Türklerin ve diğer milletlerin sempatisini kazanmaktı.
1916’da doğu Türk illerinde milli bir harekat başlatıldı. Buna Basmacılık hareketi adı verilir.Rusya bu harekatı şiddetle bastırdı.
SSCB 15 müttefik cumhuriyetten meydana gelen bir cumhuriyetler topluluğudur. Bu birleşik cumhuriyetlerin dışında 16 muhtar cumhuriyeti bulunur.
Rusya 1917’den 1991’e kadar bağımsızlık hareketleri ile uğraşmıştır. 1991’de Gorbaçov’un görevden çekilmesiyle SSCB tarihe karıştı.
SSCB dağılmaya başlayınca Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan bağımsızlıklarını ilan ettiler.
KAZAKİSTAN
Türk cumhuriyetleri arasında yüzölçümü en geniş olanıdır. Başkenti Alma Ata iken 1998’de Astana olmuştur.
TÜRKMENİSTANTürk cumhuriyetleri arasında Kazakistan’dan sonra en geniş topraklara sahip olanıdır. Başkenti Aşkabad’dır.
KIRGIZİSTAN
Başkenti Bişkek’tir.
ÖZBEKİSTAN
Toprakları Maveraünnehir’dedir. Başkenti Taşkent’tir.
AZERBAYCAN
Azerbaycan üzerinde iki antlaşma yapılmıştır.
1-Gülistan Antlaşması
2-Türkmençay Antlaşması
Bu antlaşmalarla Azerbaycan Rusya ile İran arasında paylaşılmıştır.
Kafkasya ile Azerbaycan arasını kontrol eden Rusya 70 bin Ermeni’yi Karabağ, Nahcivan ve Erivan’a yerleştirmiştir. Böylece Türkiye ile Azerbaycan arasına Ermeni tampon bölgesini koyan Ruslar, Azeri-Ermeni çatışmasını başlatmışlardır.
Kafkasya’daki Rus işgallerine karşı 25 yıl boyunca mücadele veren Şeyh Şamil Azerbaycan’ın en büyük kahramanıdır.
Azerbaycan 1918’de bağımsız oldu. Başkenti Bakü’dür.
MİLLETLERARASI TEŞKİLATLAR VE İSLAM DÜNYASIİslam ülkelerinin hemen hepsinin yer aldığı tek milletler arası kuruluş Birleşmiş Milletler Teşkilatı’dır.
İSLAM ÜLKELERİ TEŞKİLATLARI
1-Arap Birliği
2-Bağdat Paktı (CENTO)
3-Kalkınma İçin Bölgesel İşbirliği Teşkilatı (RCD)
4-Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (ECO)
5-Afrika Birliği Örgütü
6-İslam Konferansı Teşkilatı
7-Karadeniz Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (KEİB)
Bunlar arasında en önemlisi İslam Konferansı Teşkilatı’dır. Türkiye bu teşkilatın başkanıdır.